Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Alcan, Aliye Okgün" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 19 / 19
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Ameliyathanede deri hazırlığı uygulamalarının incelenmesi
    (2020) Alcan, Aliye Okgün; Karacabay, Kevser; Savcı, Ayşegül
    maç: Bu çalışmanın amacı, ameliyathane hemşirelerinin deri hazırlığında kullandıkları aseptik teknikuygulamalarının incelenmesidir.Materyal ve Metod: Tanımlayıcı tipte olan bu çalışmanın verileri Mart-Haziran 2019 tarihleri arasındaaraştırmacılar tarafından oluşturulan veri toplama formu ile internet üzerinden toplanmıştır. Çalışmanınörneklemini, çalışmaya katılmayı gönüllü olarak kabul eden, internet kullanabilen 154 ameliyathane hemşiresioluşturmuştur. Verilerin analizinde ortalama, standart sapma, sayı ve yüzde kullanılmıştır.Bulgular: Bu çalışmada hemşirelerin sadece %30,5 (n:47)’i çalıştıkları kurumda hastalara ameliyat öncesi rutinolarak duş/banyo yaptırıldığını belirtmiştir. Hemşirelerin %63,6 (n:98)’sı ameliyat bölgesindeki tüylerin rutin olaraktemizlendiğini ve %60 (n:111)’ı tüy temizliğinin elektrikli tıraş makinesi ile yapıldığını belirtmişlerdir.Hemşirelerin %69,8 (n:125)’i deri antisepsisinde povidon iyodin kullanıldığını ifade etmişlerdir. Hemşirelerin %69,5(n:107)’i deri antisepsisinde kullanılan antiseptik solüsyonun hastanın altında birikmesini önlemek için hastanınher iki tarafına kompres yerleştirdiklerini belirtmişlerdir.Sonuç: Sonuç olarak, bu çalışmada deri antisepsisinin uygun antiseptik solüsyon ile yeterli alanda, yeterli süredeve uygun teknik ile yapıldığı belirlenmiştir. Ancak banyo/duşun rutin uygulanma oranının düşük olması, tüytemizliğinin gerekli olup olmadığı düşünülmeksizin çoğunlukla rutin yapılması ve tıraş bıçağının kullanılmasınedeniyle ameliyathane hemşirelerinin cerrahi alan enfeksiyonlarını önlemeye yönelik bilgilerinin güncellenmesiönerilmektedir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Cerrahi hemşirelerinin yaşlı hastaya ilişkin bakış açıları ve tutumlarının belirlenmesi
    (2021) Alcan, Aliye Okgün; Soyer, Özlem
    Tanımlayıcı tipteki bu çalışma, cerrahi hemşirelerinin yaşlı hastaya ilişkin bakış açıları ve tutumlarının belirlenmesi amacıyla yürütülmüştür. Çalışmanın örneklemini araştırmaya katılmayı gönüllü olarak kabul eden 206 cerrahi hemşiresi oluşturmuştur. Araştırmanın verileri Yaşlılığa Bakış Ölçeği ve UCLA Geriatrik Tutum Ölçeği kullanılarak “Surveey” online anket sistemi aracılığı ile toplanmıştır. Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistikler, tek yönlü varyans analizi (Anova), Bağımsız Gruplar T Testi ve Spearman korelasyon analizi kullanılmıştır. Çalışmada hemşirelerin Yaşlılığa Bakış Ölçeği ve UCLA Geriatrik Tutum Ölçeği’nden aldıkları puan ortalamalarının sırasıyla 40.7±6.6 ve 49.6±6.3 olduğu belirlenmiştir. Araştırma kapsamına alınan cerrahi hemşirelerinin yaşlı hastalara bakış açıları ile tutumları arasında pozitif yönde zayıf bir ilişki olduğu (r=0.286, p<0.0001) saptanmıştır. Sonuç olarak cerrahi hemşirelerin yaşlılara karşı bakış açılarının ve tutumlarının pozitif olduğu belirlenmiştir. Yaşlılara karşı pozitif bakış açısı ve tutumun sürdürülebilmesi için lisans, lisansüstü, oryantasyon ve hizmet içi eğitim programlarında yaşlı hasta bakımı konusuna ayrıntılı bir şekilde yer verilmesi önerilmektedir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Determination of nurses’ attitudes and beliefs on sexual care towards urology patients
    (2021) Çulha, Yeliz; Ak, Ezgi Seyhan; Çetin, Serpil Abalı; Özbaş, Ayfer; Alcan, Aliye Okgün
    Objective: The aim of this descriptive research is to determine the attitudes and beliefs of urology nurses regarding sexual care. Material and Methods: The data of this study were collected via internet between May and August 2020. The sample of the study consisted of 118 nurses who voluntarily agreed to participate in the study, able to use internet and working in clinics which urology patients are cared for. The data of the study were collected using data collection form that consists questions regarding the sociodemographic characteristics of the nurses and Sexual Attitudes and Belief Scale. Number and percentage distribution, Kruskal-Wallis, MannWhitney U test, Spearman Correlation Analysis were used in the analysis of the data. Results: It was determined that the average age of the nurses was 32.61±6.73 (min:22, max:46) years. In this study, the mean score of the Sexual Attitudes and Beliefs Scale was determined as 40.86±8.57 (min:15 max:65). It was found that 79.7% (n:94) of the nurses did not spare time to discuss the sexual problems of their patients. It was found that the marital status of the nurses (U:190,00 p:0.010) and being educated about sexual care (U:1052.00 p:0.007) affected their sexual attitudes and beliefs. It was determined that the mean score of the nurses to feel themselves competent in providing counseling regarding sexual care to their patients was 4.25±2.39 (min:0, max:10) out of ten. It was determined that the mean score of the nurses for feeling comfortable while giving counseling to their patients regarding sexual care was 4.32±2.63 out of ten (min:0 to max:10). Conclusion: In conclusion, it has been determined that urology nurses have a moderate obstacle in providing consultancy to patients about sexual care, and do not feel comfortable and comfortable. It is recommended to strengthen nursing education curricula on sexual health and care.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Determining the factors that preventing nurses breast self-examination
    (Çankırı Karatekin Üniversitesi, 2022) Çetin, Serpil Abalı; Alcan, Aliye Okgün ; Erikmen, Esra
    The promotion of breast self-examination (BSE) in developing countries is the main strategy for reducing breast cancer-related mortality. For this reason, determining the barriers to perform BSE for nurses, who play a key role in the health education of the society, should be a priority step. This research was conducted to determine the barriers to perform BSE for nurses. The sample of this descriptive, cross-sectional study consisted of 276 nurses working in an education and research hospital, agreed to participate in the study. The data of the study, which was conducted between January and June 2020, were collected using face-to-face interview method via questionnaire form and Champion Health Belief Model Scale (CHBMS). Number and percentage distribution, One Way ANOVA, Student t-test, Kruskal-Wallis, MannWhitney U test, Spearman Correlation and Multi-directional Regression Analysis were used in data analysis. The mean age of the nurses participating in the study was 32.56±9.07. 52.9% of the nurses are single and the majority (75.7%) are university graduates. 73.9% of the nurses perform BSE. The rate of those who perform BSE at the right time is 40.5%. The difference between the disability, trust, and health motivation sub-dimension mean scores of nurses who perform BSE and those who do not are statistically significant. In this study, according to the health belief model used to determine the barriers to nurses' BSE performance, disability perception scores were high, the factors that most affect the perception of disability were marriage, having children, the clinic which they work, breast cancer risk, age, working year and sensitivity, severity. It was determined that they had benefit, sense of trust and health motivation.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Determining the relationship between death anxiety and decision on organ donation
    (Asoc Regional Dialisis Trasplantes Renales, 2024) Koze, Burcak Sahin; Alcan, Aliye Okgün
    Introduction: Individuals' thoughts and concerns about death can affect the decision-making process for organ donation. Objective: This descriptive study aims to determine the relationship between death anxiety and decision-making for organ donation. Material and Methods: The population of the study consisted of individuals aged 18 and over from Turkish society. The study sample consisted of 232 participants aged 18 and over who could actively use the Internet and voluntarily agreed to participate. The study data were collected using the Thorson-Powell Death Anxiety Scale and the Organ Donation Decision-Making Questionnaire via the Internet between February and April 2021. Results: In this study, 84.5% of the participants were women; the average age was 30.14 +/- 10.0. Participants' Thorson-Powell Death Anxiety Scale total score average was 43.95 +/- 16.93. The Organ Donation Decision Making Questionnaire advantage score average was 24.57 +/- 5.13, disadvantage mean score was 16.31 +/- 5.77, and decision mean score was 1.76 +/- 0.92. It was observed that there was a positive and weak correlation (r = .20, p = .002) between the Thorson-Powell Death Anxiety Scale total scores of the participants and the decision score averages of the Organ Donation Decision Questionnaire. Conclusions: It was observed that the organ donation decisions of the participants with death anxiety were positive. It is recommended to carry out more studies and organize training programs to determine the factors that will affect the organ donation decision of individuals. Conducting qualitative studies examining beliefs about death and cultural factors in deciding on organ donation is recommended.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Estetik İşlem Beklenti Ölçeğinin Türkçeye Uyarlanması: Metodolojik Çalışma
    (2024) Yıldız, Kübranur; Alcan, Aliye Okgün
    Amaç: Hastaların estetik işlemden gerçekçi olmayan beklentileri işlem sonrası birçok soruna neden olabilmektedir. Estetik İşlem Beklenti Ölçeği (EİBÖ) hastaların estetik işlemden beklentilerini belirlemek için geliştirilmiş bir ölçektir. Bu araştırmanın amacı EİBÖ’nün Türkçeye uyarlanması, güvenirlik ve geçerlik çalışmasının yapılmasıdır. Yöntem: Araştırmanın örneklemini, Ağustos 2022-Ocak 2023 tarihleri arasında aktif olarak internet kullanan, daha önce estetik işlem geçirmemiş, estetik işlem geçirmeyi isteyen, 18 yaş ve üzeri 407 kişi oluşturmuştur. Verilerin analizinde, sayı ve yüzde, korelasyon analizi, Cronbach’s α güvenirlik katsayısı, faktör analizi yöntemleri kullanılmıştır. Bulgular: Ölçeğin Cronbach’s α kat sayısı 0,92; iki alt boyutun ise dışsal beklentiler ve içsel beklentiler alt boyutu olmak üzere sırasıyla; 0,93 ve 0,88’dir. Madde-toplam puan korelasyonları ise 0,558 ile 0,826 arasında değişmektedir (p<0,001). Ölçeğin, Kaiser-Meyer-Olkin katsayısı 0,899 ve Barlett testi sonucu χ2(153)=2577,134; p<0,05 olarak bulunmuştur. Açıklayıcı faktör analizi sonrası ölçeğin toplam varyansı %62,268; doğrulayıcı faktör analizi sonucu faktör yükleri de 0,58-0,86 arasında bulunmuştur. Ölçeğin uyum indeksleri RMSEA 0,092; GFI 0,843; NFI 0,863; CFI 0,908; IFI 0,909 olarak saptanmıştır. Sınanan modelin verilerle uyumlu olduğu, ölçeğin iki faktörlü yapısını doğruladığı ve alt maddelerini açıkladığı bulunmuştur. Sonuç: EİBÖ’nün geçerlik ve güvenirliği yüksek bulunmuştur. Ölçeğin iki alt boyuttan oluşan Türkçe formuyla Türk kültürüne uygun, geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı olduğu belirlenmiştir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Forensic cases in the operating room: Knowledge and practices of physicians and nurses
    (Elsevier Science Inc, 2020) Özsaker, Esma; Kaya, Ahsen; Alcan, Aliye Okgün; van Giersbergen, Meryem Yavuz; Aktas, Ekin Özgür
    Purpose: The purpose of this study was to investigate physicians' and nurses' knowledge and practices regarding forensic cases in the operating room. Design: This is a descriptive study. Methods: The sample consisted of 139 physicians and 59 nurses working in the operating rooms of a university hospital. Data were collected via a question form prepared by the researchers. Findings: Approximately half of the physicians and nurses did not know whether a patient brought to the operating room was a forensic case. Most of the physicians and nurses working in the operating room felt their knowledge and practice regarding the preservation and storage of evidence in forensic cases was inadequate. Conclusions: The results of this study highlight the necessity of an increased focus on forensic case process. (c) 2019 American Society of PeriAnesthesia Nurses. Published by Elsevier, Inc. All rights reserved.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Hastane İçi Transfer Güvenliği Ölçeği’nin Türkçeye uyarlanması
    (2022) Alcan, Aliye Okgün; Soyer, Özlem
    Amaç: Bu çalışmanın amacı Hastane İçi Transfer Güvenliği Ölçeği’nin Türkçe’ye uyarlanmasıdır. Yöntem: Metodolojik bir çalışmadır. Çalışmaya, Mayıs-Haziran 2021 tarihleri arasında 129 cerrahi yoğun bakım hemşiresi katıldı. Veriler çevrimiçi internet ortamında Sosyodemografik ve Mesleki özellikler Formu ile Hastane içi Transfer Güvenliği Ölçeği kullanılarak toplandı. Dil geçerliği sağlandıktan sonra veriler Kapsam Geçerlik İndeksi, Yarıya Bölme Yöntemi, Cronbach alfa katsayısı, Madde Toplam Puan Korelasyonu, Açıklayıcı Faktör Analizi değerleri ile analiz edildi. Bulgular: Cerrahi yoğun bakım hemşirelerinin yaş ortalaması 28,8±6,8 yıl olup, %78,3’ü lisans mezunu ve %42,6’sı Anesteziyoloji ve Reanimasyon Yoğun Bakım Ünitesi'nde çalışmaktadır. Ölçeğin Kapsam Geçerlik İndeksi 0,95 bulundu. Ölçeğin Cronbach alfa katsayısı 0,93 olup yüksek güvenirlik derecesine sahip olduğu belirlendi. Yapılan açıklayıcı faktör analizinde özdeğeri biri aşan dört faktör elde edildi ve bu dört faktörün açıkladığı toplam varyans %63,59 olarak bulundu. Faktörler, kurum, araç ve teknolojiler, çevre ve ekip işbirliği olarak belirlendi. Cronbach alfa değerleri 0,73 ile 0,92 arasında bulundu. Sonuç: Hastane İçi Transfer Güvenliği Ölçeği’nin geçerli ve güvenilir bir araç olduğu saptandı.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Healing status of pressure injuries among critically III patients in a Turkish hospital: A descriptive, retrospective study
    (HMP, 2019) Alcan, Aliye Okgün; van Giersbergen, Meryem Yavuz; Dincarslan, Gulin; Hepcicici, Ziynet; Kaya, Erdem
    Evaluating the healing status of pressure injuries is important to planning medical and nursing care. PURPOSE: A descriptive, retrospective study was conducted to determine the healing status of pressure injuries among critically ill immobile patients. METHODS: Data were obtained via medical record review of all patients admitted to a Turkish university hospital's anesthesiology intensive care unit (ICU) between January 2008 and December 2015. Demographic (age, gender), medical (comorbidities, diagnosis, length of ICU stay), and pressure injury characteristics (number, location, stage, healing status, length, width, exudate amount, tissue type) were evaluated along with Pressure Ulcer Scale for Healing (PUSH) Tool scores. Data from all patients >18 years of age with an ICU stay >24 hours who had a pressure injury and whose records were complete were included in the study. Data were expressed as number, percentage, and mean and median values. Wilcoxon test, Spearman's correlation analysis, and chi-square test were performed as appropriate. Pressure injuries were considered healed when the PUSH score equaled zero. RESULTS: The study sample comprised 359 patients (60.97 +/- 19.31 [range 19-95] years, 217 men, median length of stay 25 [range 1-363] days) with 672 pressure injuries. Most pressure injuries were located on the coccyx (278 [41.4%]), and 153 (22.8%) healed during ICU stay. Older age (r = 0.167; P = .002) and length of ICU stay (r = 0.238; P = .0001) were significantly correlated with having multiple pressure injuries. There was a statistically significant relationship between pressure injury location and stage and healing status (chi(2) = 28.993, P = .0001 and chi(2) = 60.200, P = .001, respectively). The lowest percentage of injuries healed were on the coccyx and were stage 4 and unstageable. Overall, the mean first PUSH score was significantly higher than the last assessment score (8.99 +/- 3.82 to 7.28 +/- 5.22, respectively; z = -10.807; P = .0001). CONCLUSION: Many immobile ICU patients had multiple pressure injuries, especially patients who were older and who had a longer length of stay. Healing scores for pressure injuries were better at discharge or transfer and 22% of injuries were healed. Prospective studies comparing all factors that may contribute to pressure injury healing are warranted.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Hemşirelerin robotik cerrahi konusundaki görüşleri
    (2019) Alcan, Aliye Okgün; Soyer, Özlem; Giersbergen, Meryem Yavuz Van; Solak, Müjgan; Yoltay, Hatice Eda
    Amaç: Cerrahide robot kullanımı dünya genelinde giderek artmaktadır. Robotik cerrahinin avantajları, dezavantajları, klinik sonuçları ve ekonomikboyutu tartışma ve araştırma konusu olmaya devam etmektedir. Literatürde hemşirelerin robotik cerrahi hakkında görüşlerini inceleyen çalışmalararastlanmamıştır. Bu nedenle bu çalışma, hemşirelerin robotik cerrahi konusundaki düşüncelerini belirlemek amacıyla yapıldı.Yöntem: Tanımlayıcı tipte olan bu çalışmanın verileri Eylül–Kasım 2015 tarihleri arasında araştırmacılar tarafından oluşturulan veri toplama formuile internet üzerinden toplandı. Çalışmanın örneklemini, çalışmaya katılmayı gönüllü olarak kabul eden ve aktif olarak internet kullanan 286 hemşireoluşturdu. Verilerin analizinde ortalama, standart sapma, sayı ve yüzde kullanıldı.Bulgular: Çalışma kapsamına alınan hemşirelerin %92,7’sinin kadın ve yaş ortalaması 34,6±8,1 yıldır. Hemşirelerin %90,6’sı daha önce robotikcerrahi terimini duyduklarını, %34,6’sı robotik cerrahi hakkında yeterli bilgiye sahip olduklarını belirtti. Hemşirelerin %68,9’u gelecekte ameliyatolması gerekirse robotik cerrahi yöntemini tercih edebileceğini belirtti. Hemşirelerin %73,4’ünün robotik cerrahi sırasında nasıl hissedeceklerikonusunda kendilerini kararsız hissettikleri, %57,7’sinin ise robotik tele-cerrahiyi tercih etme konusunda kararsız oldukları belirlendi.Sonuç: Hemşirelerin çoğunun robotik cerrahi konusunda farkındalığının yüksek olmasına rağmen sınırlı bilgi sahibi olduğu ve kendilerinin robotikcerrahi ile ameliyat olma durumunda bu yöntemi tercih edebilecekleri görüldü. Sağlık teknolojisinde meydana gelen gelişmelerden biri olan robotikcerrahi konusunda hemşirelerin bilgilerinin güncellenmesi ve hemşirelerin bu konudaki görüşlerinin belirlenmesine yönelik daha geniş kapsamlıçalışmaların yapılması önerilmektedir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Hemşirelik öğrencilerinde COVID-19 korkusu ile COVID-19 fobisi arasındaki ilişkinin incelenmesi
    (Aydin Adnan Menderes University, 2024) Alcan, Aliye Okgün; Dolgun, Eda; Giersbergen, Meryem Yavuz Van; Çankaya, Askeri; Aykut, Züleyha; Kaçmaz, Elif Deniz
    Amaç: Hemşirelik öğrencilerinde COVID-19 korkusu ile fobisi arasındaki ilişki incelenmiştir. Yöntem: Tanımlayıcı ve kesitsel niteliktedir. 2020-2021 akademik yılında iki farklı üniversitede öğrenim gören 396 hemşirelik öğrencisi ile yürütülmüştür. Koronavirüs Korku Ölçeği ve Koronavirüs-19 Fobi Ölçeği kullanılmıştır. Veriler internet üzerinden toplanmıştır. Bulgular: Çalışmaya alınan öğrencilerin yaş ortalaması 21.06±1.94 idi. Bu çalışmada hemşirelik öğrencilerinin Koronavirüs Korku Ölçeği toplam puan ortalamasının 16,47±6,26 (min:7 max:35) ve Koronavirüs 19 Fobi Ölçeği toplam puan ortalamasının 44,92±16,90 (min:20 max:100) olduğu belirlendi. Hemşirelik öğrencilerinin Koronavirüs Korku Ölçeği toplam puanları ile Koronavirüs-19 Fobi Ölçeği toplam puanları arasında pozitif yönde yüksek düzeyde anlamlı bir korelasyon olduğu belirlendi (r:0,773 p:0,0001). Sonuç: Hemşirelik öğrencilerinin COVID-19 Korku ve COVID-19 Fobi puan ortalamalarının orta düzeyde olduğu ve hemşirelik öğrencilerinin koronavirüs korkusu ile koronavirüs fobisi arasında ilişki olduğu belirlendi. Hemşirelik öğrencilerinin psikolojik ihtiyaçlarının belirlenmesi, bu ihtiyaçlara yönelik danışmanlık verilmesi, başa çıkma becerilerinin arttırılması için desteklenmesi önerilmektedir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Merhamet yorgunluğunun yoğun bakım hemşirelerinin bakım verici rollerine ilişkin tutumlarına etkisi
    (Fenerbahçe Üniversitesi, 2024) Korkmaz, Melek; Alcan, Aliye Okgün
    Tanımlayıcı, korelasyonel tipteki araştırma merhamet yorgunluğunun yoğun bakım hemşirelerinin bakım verici rollerine ilişkin tutumlarına etkisini incelemek amacıyla Haziran 2021- Ocak 2022 tarihleri arasında 113 yoğun bakım hemşiresi ile yürütülmüştür. Veriler “Veri Toplama Formu”, “Merhamet Yorgunluğu Kısa Ölçeği (MYKÖ)” ve “Hemşirelerin Bakım Verici Rollerine İlişkin Tutum Ölçeği (HBRTÖ)” aracılığıyla internet üzerinden toplanmıştır. Bu araştırmada yoğun bakım hemşirelerinin MYKÖ toplam puan ortalaması 62,29±23,44, ölçeğin alt boyutlarından ikincil travma boyutu puan ortalaması 22,20±10,30 ve mesleki tükenmişlik boyutu puan ortalaması 40,09±15,33 bulunmuştur. HBRTÖ toplam puan ortalaması 65,20±14,48, ölçeğin alt boyutlarından hemşirenin özbakım gereksinimlerinin giderilmesi ve danışmanlık rolüne ilişkin tutum alt boyutu puan ortalaması 28,78±6,59, hemşirenin bireyi koruma ve haklarına saygılı olma rolüne ilişkin tutum alt boyutu puan ortalaması 16,79±4,16 ve hemşirenin tedavi sürecindeki rollerine ilişkin tutum alt boyutu puan ortalaması 19,63±4,47’dir. MYKÖ toplam puanı ile HBRTÖ toplam puanı arasında negatif yönlü, zayıf ilişki olduğu ancak bu ilişkinin istatistiksel olarak anlamlı olmadığı belirlenmiştir (r:-0,062 p:0,513). Hemşirelerin bakım verici rollerine ilişkin tutumlarının arttırılması için merhamet yorgunluğunun azaltılmasına yönelik danışmanlık hizmetlerinin ve hizmet içi eğitimlerin planlanması önerilmektedir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Ortopedik cerrahi hastalarının ameliyat öncesi spiritüel bakım gereksinimlerinin belirlenmesi
    (2022) (Yorulmaz), Melek Korkmaz; Alcan, Aliye Okgün; Yıldız, Kübranur
    Amaç: Ameliyat öncesi dönemde spiritüel bakım gereksinimlerinin belirlenmesi iyileşme sürecini hızlandırmak açısından önem taşımaktadır. Bu nedenle bu çalışma ortopedik cerrahi geçirecek hastaların ameliyat öncesi spiritüel bakım gereksinimlerinin belirlenmesi amacıyla yürütülmüştür. Yöntem: Tanımlayıcı tipteki çalışmanın örneklemini Ağustos-Aralık 2021 tarihleri arasında İzmir ilinde yer alan bir eğitim ve araştırma hastanesinde planlı olarak ameliyat olmak üzere ortopedi ve travmatoloji kliniğine yatan 144 hasta oluşturmuştur. Araştırmanın verileri “Spiritüel Bakım Gereksinimleri Ölçeği” kullanılarak ameliyattan bir gün önce toplanmıştır. Araştırmanın yürütülebilmesi için bir üniversitenin Girişimsel Olmayan Klinik Araştırmalar Etik Kurulu’ndan, ilgili hastaneden ve hastalardan yazılı izin alınmıştır. Bulgular: Araştırma kapsamına alınan hastaların yaş ortalamasının 57.06±18.87 (min:19, mak:89) yıl ve %53.5’inin kadın olduğu saptanmıştır. Bu araştırmada hastaların Spiritüel Bakım Gereksinimleri Ölçeği toplam puan ortalamasının 60.5±12.0 (min:21, mak:89); ölçeğin alt boyutları olan “anlam ve umut” ve “önemseme ve saygı” puan ortalamalarının sırasıyla 34.5±7.9 (min:13, mak:54) ve 26.1±5.1 (min:8, mak:38) puan olduğu belirlenmiştir. Sonuç: Sonuç olarak bu çalışmada ortopedik cerrahi öncesi hastaların spiritüel bakım gereksinimlerinin orta düzeyin üzerinde olduğu belirlenmiştir. Hemşirelerin ortopedik cerrahi geçiren hastaları spiritüel bakım gereksinimleri açısından izlemesi ve desteklemesi önerilmektedir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Pandemi sürecinde yoğun bakım hemşireliği: Algılanan stresin merhamet yorgunluğuna etkisi
    (2021) Alcan, Aliye Okgün; Yıldız, Kübranur
    Amaç: Koronavirüs hastalığı-2019 pandemisinin yoğun bakım hemşirelerinin algıladıkları stres seviyesini artırarak merhamet yorgunluğuna neden olabileceği düşünülmektedir. Bu nedenle tanımlayıcı tipteki bu araştırma pandemi sürecinde yoğun bakım hemşirelerinin algıladıkları stresin merhamet yorgunluğuna etkisinin belirlenmesi amacıyla yürütülmüştür. Yöntem: Çalışmanın örneklemini aktif olarak internet kullanabilen ve araştırmaya gönüllü olarak katılmayı kabul eden 149 yoğun bakım hemşiresi oluşturmaktadır. Araştırmanın verileri Veri Toplama Formu, Algılanan Stres Ölçeği (ASÖ) ve Merhamet Yorgunluğu Kısa Ölçeği (MY-KÖ) kullanılarak internet üzerinden toplanmıştır. Araştırmanın yürütülebilmesi için bir üniversitenin Girişimsel Olmayan Klinik Araştırmalar Etik Kurulu’ndan yazılı izin alınmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde tanımlayıcı istatistikler, tek yönlü varyans analizi, bağımsız gruplar t-testi, Pearson korelasyon analizi kullanılmıştır. Bulgular: Bu araştırmada yoğun bakım hemşirelerinin %98,7’si pandemi sürecinde stres yaşadıklarını ifade etmişlerdir. Yoğun bakım hemşirelerinin ASÖ toplam puan, MY-KÖ toplam puan, ikincil travma ve tükenmişlik alt boyut puan ortalamalarının sırasıyla 46,42±7,46, 76,80±23,37, 27,87±11,17 ve 48,93±15,01 olduğu saptanmıştır. ASÖ ve MY-KÖ puan ortalamaları arasında pozitif yönde yüksek düzeyde anlamlı ilişki olduğu bulunmuştur. Sonuç: Sonuç olarak bu çalışmada pandemi sürecinde yoğun bakım hemşirelerinin algıladıkları stres ve merhamet yorgunluğu düzeyinin yüksek olduğu belirlenmiştir. Ayrıca hemşirelerin algıladıkları stres düzeyi arttıkça merhamet yorgunluğu düzeyinin de arttığı saptanmıştır. Yoğun bakım hemşirelerinin psikososyal açıdan izlenmesi ve desteklenmesi önerilmektedir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Spiritüel iyi oluşluk ile organ bağışı tutumu arasındaki ilişkinin belirlenmesi
    (Rabia YILMAZ, 2021) Alcan, Aliye Okgün; Gül, Abdulkadir
    Amaç: Bu tanımlayıcı çalışmanın amacı, Türk toplumunda spiritüel iyi oluşluk ve organ bağışı tutumu arasındaki ilişkiyi belirlemektir. Gereç ve Yöntem: Araştırmanın örneklemi 18 yaşın üzerinde olan ve çalışmaya katılmayı gönüllü olarak kabul eden 569 yetişkinden oluşturmaktadır. Veriler, Ekim 2020 - Ocak 2021 tarihleri arasında internet üzerinden Üç Faktörlü Spiritüel İyi Oluş Ölçeği ve Organ Bağışı Tutum Ölçeği kullanılarak toplandı. Bulgular: Bu çalışmada, katılımcıların %66,3'ü kadındı. Katılımcıların ortanca yaşı 21 yıldı. Katılımcıların %92,4'ünün organ bağış kartı imzalamadığı tespit edildi. Spiritüel İyi Oluş Ölçeği ortalama puanı ve ölçeğin alt boyutları olan aşkınlık, doğa ile uyum ve anomi alt boyut puanları sırasıyla 112,9±18,6 - 61,1±13,6 - 29,3±6,0 ve 22,4±7,0 olarak belirlendi. Katılımcıların organ bağışına yönelik ortalama olumlu tutum puanları 46.0±23.7 ve ortalama negatif tutum puanı 73.6 ± 26.3’tür. Katılımcıların toplam Üç Faktörlü Spiritüel İyi Oluş Ölçeği puanları, organ bağışına yönelik olumsuz tutumlarla anlamlı pozitif korelasyon (r:0,298 p:0,0001) ve organ bağışına yönelik pozitif tutumla negatif korelasyon göstermiştir (r:-0,177 p:0,0001). Sonuç: Sonuç olarak, katılımcıların spiritüel iyilik düzeyleri arttıkça organ bağışına yönelik gönüllü tutumları azalmaktadır. Bireyleri organ bağışına teşvik etmek için farklı manevi inançlar için kampanya ve eğitim programlarının planlanması önerilmektedir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Student nurses’ hand hygiene beliefs and practices
    (2019) Alcan, Aliye Okgün; Dolgun, Eda
    Introduction: Hand hygiene is the most cost-effective and easy implemented measure to prevent healthcare-associatedinfections. Determining beliefs and practices regarding hand hygiene is highly important in order to improve compliance.However, studies regarding Turkish student nurses’ beliefs and practices about hand hygiene are lacking. Thus, this studywas performed to determine hand hygiene belief and practices among student nurses. Method: The sample of this descriptivestudy consisted of 462 student nurses from a faculty of nursing. Data were collected via a self-reported hand hygienequestionnaire which determines hand hygiene compliance, beliefs and practices. The hand hygiene beliefs, and practices ofstudent nurses’ were determined with the hand hygiene belief scale and the hand hygiene practices inventory. Findings: Ofthe 462 respondents, 108 (23.4%) enrolled the second year, 142 (30.7%) enrolled the third year and 212 (45.9%) enrolled inthe fourth year. The average self-reported hand hygiene compliance rate was 84.42±12.64 among student nurses. The studentnurses’ average hand hygiene practice inventory and hand hygiene belief scores were 65.90±5.54 and 85.04±8.20respectively. The student nurses reported the lowest compliance rates under the following conditions: before patient contact(4.35±0.88), before entering an isolation room (4.44±0.88) and before caring for a wound (4.55±0.74). Results: It wasdetermined that the student nurses reported a high hand hygiene compliance rate. In addition, they showed positive beliefstowards hand hygiene and demonstrated good practices regarding hand hygiene.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Türk erkekleri kozmetik cerrahi konusunda ne düşünüyor?
    (2021) Alcan, Aliye Okgün; Canpolat, Nilay
    Bu çalışmanın amacı, Türk erkeklerinin kozmetik cerrahi konusundaki düşüncelerinin belirlenmesidir. Tanımlayıcı tipte olan bu çalışmanın verileri Mart-Nisan 2021 tarihleri arasında Kozmetik Cerrahiyi Kabul Ölçeği ile internet üzerinden toplanmıştır. Çalışmanın örneklemini, internet kullanabilen, çalışmaya katılmayı gönüllü olarak kabul eden, 18 yaş ve üzeri 228 erkek oluşturmuştur. Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistikler, Mann Whitney U Testi, Kruskal Wallis Testi ve Spearman korelasyon analizi kullanılmıştır. Bu araştırmada erkeklerin Kozmetik Cerrahi Kabul Ölçeği toplam puan, kişisel, sosyal ve düşünceler alt boyut puan ortalamalarının sırasıyla 50.88±21.64 (min:15 maks:105), 20.08±8.81 (min:5 maks:35), 13.49±7.63 (min:5 maks:35), 17.31±31 (min:5 maks:35) olduğu belirlenmiştir. Türk erkeklerinin yaşları (r:-0141 p:0.033) ve kendi görünüşlerinden memnuniyet düzeyleri (r:-0.150 p:0.023) ile Kozmetik Cerrahi Kabul Ölçeği toplam puanı arasında negatif yönde zayıf ilişki olduğu saptanmıştır. Kozmetik cerrahi geçirmek isteyen erkeklerin kozmetik cerrahiye yönelik tutumlarının daha olumlu olduğu saptanmıştır (U:2381.00 p:0.0001). Sonuç olarak, Türk erkeklerinin kozmetik cerrahiye ilişkin tutumlarının yaş, kendi görünüşlerinden memnuniyet düzeyleri ve gelecekte kozmetik cerrahi geçirmek isteme durumlarından etkilendiği belirlenmiştir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Urinary catheter-related meatal pressure injury risk factors in male critical care patients: A prospective repeated-measures study
    (Lippincott Williams & Wilkins, 2024) Avci, Hasan; Alcan, Aliye Okgün
    OBJECTIVE: Urinary catheter-related meatal pressure injury (UCR-MPI) is a preventable and serious complication of indwelling urinary catheter use. This prospective study aimed to determine the prevalence and risk factors of UCR-MPI in male critical care patients. METHODS: A total of 138 male patients 18 years and older using an indwelling urinary catheter were included in the study. Participants' perineal areas were assessed daily for the development of MPI. RESULTS: The UCR-MPI prevalence was 26.1% (n = 36/138). Most patients (61.1%) had a grade I UCR-MPI with intact skin and mucosa and nonblanchable erythema. Urinary catheter irrigation (P = .001), lower Braden Scale scores (P = .040), lower Glasgow Coma Scale score (P = .002), higher Itaki Fall Risk Scale score (P = .040), higher dependency level (P = .027), hypoalbuminemia (P = .002), and perineal edema (P = .001) were risk factors for UCR-MPI. CONCLUSIONS: The prevalence of UCR-MPI was high in this sample. Providers should take preventive measures to prevent UCR-MPI in patients with a penis including early and frequent risk assessment.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Yaşlı kardiyak cerrahi hastalarında deliryum riskini arttıran faktörler: Sistematik derleme
    (İzmir Demokrasi Üniversitesi, 2020) Tomakin, Fatma Nur; Kaçmaz, Elif Deniz; Alcan, Aliye Okgün
    Kardiyak cerrahi sonrası deliryum insidansının %3-70 arasında değiştiği belirtilmektedir ve bu riskin yaşlı hastalarda fazla olduğu bilinmektedir.Bu derlemede, yaşlı kardiyak cerrahi hastalarında deliryum riskini artıran faktörleri belirleyen araştırmaların sistematik olarak incelenmesiamaçlandı. Konuyla ilgili makalelere ulaşmak için “Pubmed”, “Science Direct”, “Google Scholar”, “Ulakbim Türk Tıp Dizini”, “Türk Medline”ve “Google Akademik” veri tabanları “kalp cerrahisi ve deliryum” (cardiac surgery AND delirium) anahtar kelimeleri kullanılarak tarama yapıldı.Kardiyak cerrahi geçiren yaşlılarda deliryum konusuna yönelik Ocak 2016-Haziran 2020 (son beş yıl) arasında yayınlanmış 486 çalışmayaulaşıldı. Araştırmaya dahil edilme kriterlerine uygun beş yayın çalışma kapsamına alındı. Bu çalışmalar kronolojik sıraya göre, örneklemözellikleri, veri toplama yöntemleri ve elde edilen sonuçları içeren bir düzen içerisinde verildi. İncelenen çalışmalarda; yaş, düşük ejeksiyonfraksiyonu, diyabet, ekstra kardiyak arteriopati, postoperatif atriyal fibrasyon, pnömoni, yüksek kreatinin, uzamış yatış süresi, düşük eğitimdüzeyi, hipertansiyon, mitral kapak hastalıkları, atriyal fibrasyon, fiziksel zayıflıkla birlikte hafif bilişsel bozukluğun olması, hiperoksi ataklarıve D vitamini eksikliğinin yaşlılarda kardiyak cerrahi sonrası deliryum riskini arttırdığı belirlendi. Yaşlılarda kardiyak cerrahi sonrası deliryumgörülme riskini arttıran ameliyat sürecine bağlı risk faktörlerinin olduğu sonucuna varılmıştır. Kardiyak cerrahi geçiren yaşlı hastalarda deliryuminsidansını ve ameliyat sonrası deliryumun neden olduğu olumsuz sonuçların azaltılabilmesi için standart tanılama yöntemleri kullanılarakameliyat sürecinde risk faktörlerinin erken tanılanması önerilmektedir.

| İzmir Bakırçay Üniversitesi | Kütüphane | Açık Bilim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Gazi Mustafa Kemal Mahallesi, Kaynaklar Caddesi Seyrek,Menemen, İzmir, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim