Kaplan, GazelÇağlayan, AlperMeral, Orhan2023-03-222023-03-2220222147-10452149-4193https://hdl.handle.net/20.500.14034/1133https://search.trdizin.gov.tr/yayin/detay/522524Hekimlerin tıbbi, idari adli ve etik sorumlulukları bulunmaktadır. Bünyesinde çok sayıda risk barındıran hekimlik mesleğinde istenmeyen olumsuz durumların meydana gelmesi neticesinde hasta veya hasta yakınları tarafından yargı mercilerine tıbbi hatalar yönünden başvurulabilmektedir. Son yıllarda gerek ülkemizde gerekse de dünyada tıbbi uygulama hatası iddiasıyla yapılan şikâyet başvurusu ve açılan dava sayısında belirgin artışın olduğu bilinmektedir. Özellikle cerrahi branşlarda meydana gelen istenmeyen durumlar neticesinde tıbbi hata bulunduğu yönünde davalar olduğu yapılan birçok çalışmada bildirilmektedir. Uzayan yargılama süreçleri, istenen hapis cezaları, ödenen yüklü tazminatlar vs. defansif tıp uygulamalarının da artışına neden olmaktadır. Bu çalışmada, Üroloji alanına yönelik tıbbi uygulama hatası iddiasıyla başlatılan yargı süreçlerinden Danıştay’a yansıyan davalarının incelenerek, en üst idari yargı merci olan Danıştay’ın yerel mahkeme ve üniversite kararlarına bakış açısı değerlendirilecektir. Bir cerrahi branş olan Üroloji alanında görev yapan hekimler için hasta ve hasta yakınları tarafından tıbbi hata iddiasında bulunulması riski azımsanmayacak düzeydedir. Ülkemizde daha önce benzer nitelikte bir çalışma yapılmamış olduğundan sunulan çalışmanın literatüre katkı sağlayacağı düşüncesindeyiz.trinfo:eu-repo/semantics/closedAccessÜroloji alanıyla ilgili tıbbi uygulama hatasıArticle11213570522524