Saltan, AsumanBakar, Yeşim2022-02-152022-02-1520192536-4391https://hdl.handle.net/20.500.14034/406https://doi.org/10.5336/healthsci.2019-65716https://search.trdizin.gov.tr/yayin/detay/337724Amaç: Aktif yaşam tarzının faydaları bilinmesine rağmen birçok tekerlekli sandalye (TS)kullanıcısı hareketsiz yaşamı tercih etmektedir. Aktif bir yaşam TS kullanıcılarında, aynı zamanda TS ile hareket etme yeteneği anlamına gelmektedir. Engelli bireyin topluma katılımınıetkilemektedir. TS ile hareket ederken oluşan memnuniyet seviyesinin genel yaşam kalitesi ilepozitif ilişkili olduğu bulunmuştur. Bu çalışmada, günlük yaşamında hareket etmek için tekerlekli sandalye kullanan, topluma katılmış sporcu ve sedanter engelli bireylerin demografik özelliklerinin karşılaştırılması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntemler: Çalışmaya, yürüme fonksiyonlarıolmayan, günlük yaşamlarında hareket etmek için TS kullanan sedanter ve TS basketbol sporuyapan bireyler dâhil edildi. Bireyler sporcu (n=111) ve kontrol (n=85) olmak üzere iki gruba ayrıldı. Bireylerin cinsiyet dağılımları sporcu grubunda %9,9 (n=11) oranında kadın, %90,1 (n=100)oranında erkek; kontrol grubunda ise sırasıyla %38,8 (n=33) oranında kadın ve %61,2 (n=52)oranında erkek olarak belirlendi. Bireylerin demografik bilgileri [yaş, cinsiyet, beden kitle indeksi (BKİ), meslek, eğitim, engel tipi, engel zamanı] alındı. Bulgular: Yaş (p<0,001), cinsiyet(p<0,001), meslek (p=0,011), eğitim (p=0,0002) ve engel tipi (p=0,001), parametrelerinde gruplar arası anlamlı fark olduğu görüldü. Engel zamanı (p=0,424) ve BKİ (p=0,181) parametrelerinde ise gruplar arası anlamlı fark bulunmadı. Sonuç: Engelli bireylerde aktivite katılımınıneğitim düzeyi ve mesleki durum üzerinde etkili faktör olduğu, kadın engellilerin aktivitelerekatılımlarının teşvik edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Engelli bireylerin aktivite katılım seviyesinin artırılmasına yönelik çalışmalarda bireysel değerlendirmelere yer verilmesi gerektiğinidüşünüyoruz.Objective: Although the benefits of active lifestyle are known, many wheelchair users prefer inactive life. An active life means wheelchair users have the ability to move with wheelchairs. Wheelchair mobility is a prerequisite to being able to carry out important activities and to participate in social life. Level of satisfaction with the wheelchair and overall quality of life were found to be positively associated. The study aims that to compare the socio-demographic knowledge of player and sedentary disabled people who is to move using wheelchair and living in community. Material and Methods: The subjects of the study were sedentary or player individuals who had no walking functions and therefore had to use wheelchair for mobility in daily life. The subjects were categorized under sedentary (control, n=85) and player (n=111) groups. The gender distributions of the player group were 9.9% (n=11) at women and 90.1% (n=100) at men. It was found to be women at 38.8% (n=33) and men at 61.2% (n=52) in the control group. It was obtained socio-demographic information [age, gender, body mass index (BMI), employed status, education level, disability type and disabled time] about individuals. Results: There was a significant difference between the groups in terms of age (p<0.001), gender (p<0.001), employed status (p=0.011), education level (p=0.0002) and disability type (p=0.001). There was no difference in disabled time (p=0.424) and BMI parameters (p=0.181). Conclusion: We think that activity participation in disabled individuals is an effective factor on education level and occupational status, and participation of women with disabilities in activities should be encouraged. We believe that individual evaluations should be included in studies to increase the level of activity participation of disabled individuals.trinfo:eu-repo/semantics/openAccessRehabilitasyonTekerlekli sandalye kullanıcılarında aktivite seviyesini etkileyen demografik özelliklerin belirlenmesi: Karşılaştırmalı çalışmaThe Determination of Demografic Characteristics That the Effect of Activity Levels in Wheelchair Users : Comparative StudyArticle10.5336/healthsci.2019-6571643295299337724