İktisat Bölümü Koleksiyonu
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Öğe Wagner Yasasına karşı Keynesyen hipotez : Kazakistan ekonomisi bulguları(2019) Şanlısoy, Selim; Ekinci, RamazanKamu harcamaları ile ekonomik büyüme ilişkisi iktisat literatürde uzun süre tartışma konusu olmuştur. Kamu harcamaları ile ekonomik büyüme arasındaki nedensellik ilişkisi teorik açıdan, iki görüşle açıklanmaktadır. Bu görüşler, A. Wagner ve J. M. Keynes?in görüşleridir. Wagner Yasası?na göre nedensellik ilişkisinin yönü ekonomik büyümeden kamu harcamalarına doğru olup, ekonomik büyüme sayesinde artan refahla birlikte değişen ve gelişen toplumsal ihtiyaçların gerekli kamu harcama kalemlerini arttırmasının toplam kamu harcamalarındaki artışı beraberinde getireceği belirtilmiştir. Keynes Hipotezi ise kamu harcamalarındaki artışın ekonomik büyümeyi beraberinde getireceğini belirtmekte, kamu harcamaları ile ekonomik büyüme arasındaki nedensellik ilişkisinin yönünün kamu harcamalarından ekonomik büyümeye doğru olduğunu ortaya koymaktadır. Bu çalışmada, 1991-2015 döneminde Kazakistan ekonomisinde kamu harcamalarının gelişimi ortaya konularak, kamu harcamaları ile ekonomik büyüme ilişkisi Wagner Yasası ve Keynes Hipotezi çerçevesinde değerlendirilmiştir. Doğrusal Olmayan Gecikmesi Dağıtılmış Oto Regresif Model (NARDL) kullanılarak yapılan analizlerde Kazakistan için Wagner Yasası?nın doğrulandığı görülmüştür. Çalışma çerçevesinde bir politika önerisi olarak önemli olan bir konu da gerçekleştirilen kamu harcamalarının hangi alanlara ayrılacağına ilişkindir. Toplam üretim içerisinde petrol ve doğalgaz gibi doğal kaynaklara dayalı üretimin önemli bir pay aldığı düşünüldüğünde özellikle Hollanda hastalığının ve orta gelir tuzağının ortaya çıkma olasılığı yüksektir. Bu durum dikkate alındığında kamu harcamalarının gerçekleştirileceği alanlar doğru bir şekilde belirlenmelidir. Özellikle günümüzün ekonomik yapısının bilgi ekonomisi olduğu düşünüldüğünde kaynakların bu çerçevede ilgili alanlara aktarılması gerekmektedir. Bu nedenle ar-ge, eğitim ve bilgi-iletişim teknolojilerine daha fazla kaynak aktarılmalıdır.Öğe The impact of the Syrian Refugee Crisis on the health access in Turkiye: A synthetic control analysis(2022) İkizler, Hüseyin; Dolu, Aslı; Yüksel, EmreOne of the most critical determinants of a healthy life is the level of accessibility to health services when needed. The literature defines the unmet need for healthcare services as "whether the individual (in the last twelve months) cannot apply to a doctor despite the need for medical examination or treatment." One of the main reasons to cause an unmet health care need is the expensive healthcare cost due to increased demand. Mainly, there are increases in demand due to reasons such as population growth and migration movements. Turkey experienced a large-scale migration as a consequence of the Syrian civil war. Based on the Disaster and Emergency Management Agency figures, as of 2018, Turkey is home to about 3.4 million Syrian refugees under temporary protection status. İkizler et al. (2020) point out that this large-scale migration results in a nearly 6.3% increase in unmet healthcare need at the beginning of the refugee crisis. However, the effect weakens gradually. This paper aims to support the results of İkizler et al. (2020) by exploiting the synthetic control method, and OECD's and EUROSTAT's country-level data set related to health care. Even though we control for the 2009 crisis, we observe that the synthetic values of the UHCN for Turkey do not coincide well, especially for the period 2009-2010. The results suggest that the impact of the mass influx of refugees on Turkey's UHCN ceases to exist, wiped away mostly by the government's increase in health investment. Although this makes the synthetic series slightly different from Turkey's series, the results provide intuitive information.Öğe Getiri eğrisi banka karlılığını nasıl etkiler? Dinamik panel veri analizi bulguları(2019) Tüzün, Osman; Ekinci, RamazanBu çalışmanın amacı bankaların kârlılığı ile getiri eğrisi arasındaki ilişkiyi incelemektir. Farklıbüyüklükteki bankalar üzerinden analizler yapılarak ölçek büyüklüğüne göre bankaların getiri eğrisine verdiğitepkiler araştırılmaktadır. Analiz, Türk bankacılık sektöründe faaliyet gösteren 26 mevduat bankasını ve 2005-2017 dönemine ait yıllık verileri kapsamaktadır. Çalışmada getiri eğrisi Nelson-Siegel yaklaşımı iletahminlenirken, bankaların kârlılık göstergesini temsilen net faiz marjı değişkeni kullanılmıştır. Ampirikbulgular ise sistem GMM yaklaşımı ile tahmin edilmiştir. Elde edilen bulgular, getiri eğrisinin eğimi ilebankaların kâr marjı arasında pozitif bir ilişkin olduğunu göstermektedir. Buna göre faiz oranlarının vadeyapısı ile bankaların kâr marjının aynı yönde hareket ettiği söylenebilir. Küçük ölçekli bankalarda ise net faizmarjı ile getiri eğrisinin eğimi arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmamaktadır.Öğe Etkinliğin ölçümünde Bayezgil Yaklaşım: Dinamik stokastik sınır modeli bulguları(2020) Ekinci, RamazanLiteratürde yapılan etkinlik analizlerinde genellikle üretim sürecinde kullanılan girdilerin gecikmeli uyarlama süreçleri dikkate alınmamaktadır. Dinamik uyarlama sürecini gözardı eden bu yaklaşımlarla tahmin edilen etkinlik skorları bu nedenle sapmalı olabilmektedir. Bu çalışmada 2005 – 2017 dönemi için Türkiye imalat sanayinde faaliyet gösteren 106 firmanın maliyet etkinlik düzeyleri dinamik stokastik sınır analizi ile tahmin edilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre, kalıcılık parametresinin değeri bire yakın ve oldukça yüksektir. Buna göre firmaların uyarlama maliyetlerinden kaynaklanan etkinsizlikteki kalıcılığın yüksek olduğu söylenebilir. Firmaların dinamik etkinlik skorları ortalamasının statik etkinlik skorları ortalamasından düşük olması bu sonucu destekleyen diğer bir bulgudur.Öğe Productivity and resource misallocation: empirical findings from firms in the Middle East and North Africa (MENA) Region and Turkey(2022) Özdamar, Öznur; Giovanis, EleftheriosState-Business relations (SBRs) are reflected in business and investment climate indicators and may take the form of formal, regular, and informal interactions. The creation of an institutional environment in which the state provides high-quality public goods, such as infrastructure, political stability, elimination of corruption, and effective public administration, is important because it can improve productivity and lead to higher rates of growth. Resource reallocation from low to high productivity firms can generate large aggregate productivity gains with further potential benefits to economic growth. This study examines the relationship between productivity and resource misallocation in a sample of countries in the Middle East and North Africa (MENA) region, and Turkey. The analysis relies on data from the World Bank Enterprise Surveys over 2008-2016 of firms in Egypt, Turkey, and Yemen. In the analysis, we control various firm characteristics. Furthermore, we explore major state-business relations (SBRs) and their association to resource misallocation. The results are mixed, wherein in Egypt and Turkey, female ownership and international quality certification are positively associated with productivity and allocation efficiency. Moreover, obstacles in SBRs present a negative and significant correlation with the firms’ performance and productivity, increasing dispersions in the resource allocation, output, and capital. We find that corruption, political instability, electricity supply, and high tax rates are the most critical obstacles in SBRs.Öğe Avrupa birliği bankacılık endüstrisinde rekabet ve istikrar ilişkisi: Ticari bankalar üzerine bir deneme(2020) Kök, Recep; Ekinci, RamazanRekabet - istikrar/kırılganlık hipotezi, bankacılık literatüründe en sık tartışılan konulardan birisidir. Literatürde rekabet ve istikrar / kırılganlık ilişkisini inceleyen çok sayıda ampirik çalışma olmasına rağmen, yüksek rekabetin, istikrar mı, yoksa istikrarsızlığa mı neden olduğu konusunda literatürde ortak bir görüş ortaya konulmamıştır. Buradan hareketle bu çalışmanın temel amacı, rekabet - istikrar/kırılganlık hipotezinin geçerliliğini ele alınan 26 Avrupa Birliği (AB) ülkesi için analiz etmektir. Söz konusu ülkelere ait 156 ticari bankanın 2006-2014 dönemini kapsayan verileri kullanılarak hipotezin geçerliliğine yönelik bir ampirik kanıt ortaya konmaya çalışılmıştır. Çalışmada kullanılan temel analiz araçları; rekabet gücünün ölçümü için Lerner ve Boone indeksi, finansal istikrarın ölçülmesine yönelik teknik olarak Z-skoru yaklaşımı kullanılmıştır. Bu analiz araçlarını GMM yaklaşımı ile temel hipotezin test edilmesi izlemiştir. Çalışmada elde edilen bulgulara göre Lerner ve Boone indeksleri, bankaların rekabet gücünün ele alınan dönem boyunca azalan bir eğilim gösterdiğini ortaya koymaktadır. Finansal istikrarın göstergesi olan Z-skoru ise kriz dönemleri başta olmak üzere dalgalı bir seyir izlemektedir. GMM tahmin sonuçlarına göre ise piyasa gücü ile istikrar arasında pozitif bir ilişkinin olduğu bulgusuna ulaşılmıştır. Bu açıdan değerlendirildiğinde rekabet – kırılganlık hipotezi doğrulanmıştır. Bulgular tekelci rekabetin olduğu bir piyasada regülasyona dayalı politikalar ve tekelci bir yapılanma ile istikrarının sağlanabileceği yönündedir. Çalışmanın önemli bulgusu finansal sistemin tekelci rekabet yapısında daha istikrarlı olacağı yönündedir.Öğe Türkiye’de işsizliğin ekstra maliyeti ve işsizlik ödeneklerinin maddi yoksunluk üzerine etkisi(2021) Kılınç, Zeliha Semra; Özdamar, Öznur; Giovanis, Eleftheriosİşsizliğin yarattığı maddi kayıplar sebebiyle bireylerin yaşamlarında olumsuzluklara neden olduğu düşünülmektedir. Finansal kayıplar nedeniyle, işsizlerin maddi yoksunluğu bir işi olana kıyasla daha yüksek olabilir. Aynı standartlarda yaşayabilmek için işsiz bireyler, çalışanlara nazaran ilave maddi desteğe ihtiyaç duyabilmekte veya ekstra maliyetlere katlanmak zorunda kalabilmektedir. Bu çalışma Türkiye’de işsizliğin maddi yoksunluk üzerine etkisini ve işsiz bireylerin maddi yoksunluğu telafi etmek veya çalışanlarla aynı yaşam standardına sahip olmak için ne kadar ekstra maliyete katlanması gerektiğini ortaya koymayı amaçlamıştır. TÜİK Gelir ve Yaşam Koşulları Anketi (2013-2017) havuzlanmış yatay kesit mikro verilerinin kullanıldığı çalışmada Yaşam Standardı Yaklaşımı takip edilmiştir. Analizlerde Logit ve doğrusal regresyon modelleri tahmin edilmiştir. Bulgular, işsiz bireylerin çalışanlara kıyasla maddi yetersizlikler yüzünden daha az olasılıkla akraba ve aileleri ile sosyal aktiviteler için bir araya geldiği, daha az olasılıkla spor, sinema ve konser gibi aktivitelere para ayırabildiği ve daha az olasılıkla sadece kendileri için bir miktar parayı harcayabildiğini ortaya koymuştur. Bu bulgular bize, çalışmada Türkiye’deki işsizlik yardım ve ödeneklerinin etkinliğini araştırmayı da düşündürmüştür. İlgili sonuçlar yapılan ödemelerin bireylerin maddi yoksunluğunu azaltmada ya da yaşam standardını iyileştirmede etkisinin önemsenmeyecek küçüklükte pozitif olduğunu göstermiştir.Öğe Ülkelerin zenginliğinin veya yoksulluğunun kurumsal analizi(2022) Yamak, TahsinBu çalışmanın amacı, kişi başına reel milli gelir büyüklüğü itibariyle dünyanın en zengin beş ülkesi ile en yoksul beş ülkesinin kurumsal yapılarının karşılaştırmalı bir analize tabi tutulması ve bu ülkelerde kurumsal yapı ve ekonomik performans ilişkisine dair çıkarsamalarda bulunulmasıdır. Ekonomik büyümeye ilişkin modeller, bir ülkenin beşerî ve fiziksel sermayesi ile teknolojisindeki ilerlemenin ülkenin genel üretim hacmini belirlediğini öne sürmekteyse de son dönem çalışmalar yalnız bu faktörlerin yeterli olmadığını, kapsayıcı kurumların ekonomik performansı ve büyümeyi teşvik etmede önemli bir rol oynadığını göstermiştir. Bu çalışma ile kapsayıcı kurumların yüksek ekonomik performansla, dışlayıcı kurumların ise düşük ekonomik performansla ilişkisine dair bulgulara erişilmiştir. Ancak bu husus, zengin ülkelerin kapsayıcı kurumlara sahip oldukları için zengin oldukları, yoksul ülkelerin ise dışlayıcı kurumlara sahip oldukları için yoksul oldukları yönünde doğrudan bir yargı içermemektedir. Zira bu iki kavram arasında geri bildirim etkileri bulunmakta ise de nedenselliğin varlığı ve yönü halen tartışmalıdır.Öğe Misyon ifadesinin belirlenmesinde karşıt iki görüş: Endüstri mi kaynaklar mı?(2022) Bilgiç, EmreStratejik yönetim alanının odak noktası sürdürülebilir rekabet avantajı elde ederek rakiplere kıyasla üstün bir performans sergileyebilmektir. Alanda iki kutbu temsil eden Pozisyon Okulu (PO) ve Kaynaklara Dayalı Yaklaşım (KDY) üstün performans için örgütlerin iyi bir stratejiye sahip olmaları gerektiği konusunda hemfikirdir. Ancak iyi bir stratejinin ne olduğu konusunda aralarında pek çok tartışmalı alan mevcuttur. Strateji olgusu için önemli unsurlardan biri olan misyon ifadesinin nasıl olması gerektiği de bu tartışmalı alanlardan birisidir. PO misyonun endüstri pozisyonuna göre oluşturulması gerektiğini söylerken KDY ise misyonun kaynak ve kabiliyetlerden hareketle oluşturulması gerektiğini belirtmektedir. Bu çalışma ise Türkiye’de yer alan firmaların kendilerini tanımlarken endüstriye mi yoksa kaynaklara ve kabiliyetlere mi yoğunlukla odaklandığı sorusunu yanıtlamayı amaçlamaktadır. Ayrıca sektörel farklılıkların rolünü sorgulamak da amaçlanmıştır. Nitel araştırma olarak tasarlanan bu çalışmada BIST100’de yer alan firmaların misyon ifadeleri içerik analizine tabi tutulmuştur. Sonuçlar firmalarının misyon ifadelerini yoğunlukla PO’nun görüşlerine göre şekillendirdiğini ancak misyon ifadeleri oluşturulurken PO ve KDY görüşleri arasında geçişler yapıldığını göstermiştir. Çalışmanın bir diğer bulgusu ise sektörel farklılıkların misyon ifadelerinde vurgulanan temaların yoğunluklarının farklılaşmasında rol aldığıdır.Öğe Türkiye’de özel tiyatrolara devlet yardımı: Ampirik bir analiz(2021) Akdede, Sacit Hadi; Özpınar, ŞanselKu?ltu?re ve sanata yo?nelik u?retimin, ilgi ve talebin artmasında devletin rolu?nu?n ne olması gerektig?ine ilis?kin tartıs?malar giderek o?nem kazanmaktadır. Bir sanat formu olarak tiyatronun Tu?rkiye gibi devlet eliyle de sunumunun yapıldıg?ı u?lkelerde o?zel tiyatrolara verilen destekler, gu?nu?mu?zde o?nemini artıran ve gelecekte daha da o?nem kazanacak olan ku?ltu?r sekto?ru?nu?n gelis?imi ac?ısından bu?yu?k o?neme sahiptir. Bu c?alıs?mada, Tu?rkiye’de o?zel tiyatrolara yapılan devlet yardımlarına ilis?kin 2000’li yıllar ic?in genel bir deg?erlendirme yapılmıs?tır. Konu ele alınırken, Devlet Tiyatroları (DT) ve o?zel tiyatroların kars?ılas?tırmalı bir s?ekilde analiz edilmesine o?nem verilmis?tir. Bu kars?ılas?tırmada; “oyun sayıları”, “temsil ve seyirci sayıları” gibi istatistikler kullanılmıs?tır. C?alıs?mada Gu?zel Sanatlar Genel Mu?du?rlu?g?u?’nu?n o?zel tiyatrolara yaptıg?ı yardımlara ilis?kin veriler kullanılarak, yardım miktarlarını etkileyen fakto?rlerin neler olabileceg?ini belirlemeye yo?nelik regresyon analizi yapılmıs?tır. Regresyon analizi sonucunda, Tu?rkiye’de o?zel tiyatroların hem seyircilerini hem de temsil sayılarını oransal olarak artırmıs? olmalarına kars?ın, devletten aldıkları mali destek veya su?bvansiyon miktarını artıramadıkları bulgusuna ulas?ılmıs?tır.Öğe The impact of Syrian conflict and the refugee crisis on labour market outcomes of host countries(2021) Özdamar, Öznur; Giovanis, EleftheriosThe civil war in Syria, which started in March of 2011, has led to a massive influx of forced migration, especially from Northern Syria to the neighbouring countries. The unexpected movement of refugees has created large exogenous labour supply shocks with potentially significant effects on the labour and living standard outcomes of natives in the host countries. Using a difference-in-differences (DID) framework, this study explores the impact of Syrian refugees on labour market outcomes in Jordan and Turkey. Furthermore, we implement an instrumental variables (IV) approach within the DID framework. The results are mixed and vary, not only across the labour outcomes explored but also across demographic and socio-economic groups, as females and low educated are mainly affected by the refugee crisis negatively. Main policy implications include the design and implementation of active labour market policies, necessary measures to address the employment in the formal sector, encouraging the private sector to employ Syrian refugees in sectors where migrant workers would like to work and natives are not willing to work. Other policies include the implementation of realistic scenarios to integrate the refugees in the domestic labour market that will be beneficial for the domestic economy. Furthermore, national governments and authorities should maximize the job creation potential by collaborating with international actors. School enrollment for refugees' children and granting formal work permits to their parents are other policies that may affect natives and refugees positively.Öğe Türk sigortacılık sektöründe etkinlik ve belirleyenleri : Veri zarflama analizi ve parçalı regresyon modeli bulguları(2021) Ekinci, RamazanBu çalışmanın amacı, Türk sigortacılık sektörünün hayat dışı branşında faaliyet gösteren sigorta şirketleri- nin 2010-2019 dönemine ait verileri ile etkinliklerini ölçmek ve etkinliğin belirleyenlerini ortaya koymaktır. Ça- lışmada sigorta şirketlerinin etkinliği önce radyal temelli yaklaşımla – geleneksel Veri Zarflama Analizi (VZA) – daha sonra radyal olmayan yaklaşımla – Aylak Temelli Veri Zarflama Analizi – incelenmiştir. Ulaşılan tahmin sonuçlarına göre ölçeğe göre sabit getiri varsayımı altında ortalama etkinlik düzeyinin %71.45; ölçeğe göre deği- şen getiri varsayımı altında %80.15 olduğu bulgusuna ulaşılmıştır. Aylak temelli yaklaşım kullanılarak elde edi- len tahmin sonuçlarına göre, ölçeğe göre sabit getiri varsayımı altında ortalama etkinlik düzeyi %60.00; değişen getiri varsayımına altında %70.73 olarak tahmin edilmiştir. Etkinliğe etki eden çevresel faktörlerden firma bü- yüklüğü, likidite düzeyi, özsermaye karlılığı, hasar prim oranı, yoğunlaşma oranı ve ekonomik büyüme gibi de- ğişkenler etkinliği pozitif yönde etkilerken, özsermaye rasyosu ve enflasyon (IR) değişkenleri negatif yönde et- kilemektedir.Öğe The effect of female employment on saving-investment gap and the role of their interaction in the economic growth(Inderscience Publishers, 2022) Özdamar Giovanis Öznur; Gündüz Sibel; Giovanis EleftheriosA large number of countries experience negative saving-investment (S-I) gaps, which can be detrimental to economic growth. Earlier literature indicates that women save more than their male counterparts. In this study, our preliminary aim is to understand, whether female employment rates increase domestic savings that could potentially contribute positively to the S-I gaps in the low and middle-income countries. Second, we aim to investigate whether the interaction of female employment rates and S-I gap matters for economic growth. The entire analysis relies on panel data from 74 low and middle-income countries over the period 2000-2017. Various panel data techniques are applied, and they reveal similar results. The main finding of the study shows that low levels of female employment rate, and therefore inferior female earnings, are obstacles to an adequate amount of savings accumulation, necessary to close the savings-investment gap and thus, to enhance economic growth. Copyright © 2022 Inderscience Enterprises Ltd.Öğe Higher education and labor market transformation in the era of industry 4.0 in a developing country: The case for Turkey(Springer, 2022) Dolu Aslı; İkizler HüseyinWith Industry 4.0, especially in Germany, as of 2013, the industrial countries started to form their strategy documents. Industry 4.0 is a part of the global megatrends of digitalization in all areas of life and economy. This transformation in Turkey, primarily to the automotive and telecommunications companies have started by the end of 2014. In the study, we analyze to what extent the adjustment in education policy and the labor market develops in the era of Industry 4.0. For this purpose, we use the TURKSTAT Household Labor Force Survey data (2009–2018). We evaluate the impact of Industry 4.0 with the synthetic control method, the change in the sectoral employment rates, and analyze whether the share of the workers who graduated from particular departments vary in this era. Using the synthetic control method, we find that while Industry 4.0 positively affects the furniture sector's Industry 4.0 related education ratio, the impact occurs negatively in the automotive, textiles, and transport equipment sectors. Also, we find no effect on the food sector. © 2022, The Author(s), under exclusive license to Springer Nature Singapore Pte Ltd.Öğe Volatility spillover, hedging and portfolio diversification between oil market and S&P sectoral indices(Ege Univ, Fac Economics & Admin Sciences, 2023) Gençyürek, Ahmet Galip; Ekinci, Ramazan; Ağan, BüşraThe study aims to analyze the volatility spillover between the oil market (WTI) and the S&P (Stand and Poor's) Energy, Financial, and Industry sector indices through conditional correlation and variance causality. The DCC-GARCH (Dynamic Conditional Correlation-Generalized Autoregressive Conditional Heteroscedasticity) and Hafner-Herwartz (2006) Variance Causality models were used to analyze the daily data for the period between January 3, 2012 and December 31, 2019. The results indicate a positive time-var ying conditional correlation between the oil market and sector indices. In addition, the hedge ratios and risk-minimizing portfolio weights (which are vital for investors) have been calculated based on these data. The cheapest hedging transaction with the oil market occurs in the financial sector, while the most expensive one occurs in the energy sector. It has also been determined that volatility is transmitted from the sector indices to the oil market. This situation means that the S&P sector indices play a leading role (resource of information-emit information) in volatility spillover. The results provide important information to researchers, investors, and policymakers.Öğe Well-being of old natives and immigrants in Europe: does the socio-cultural integration matter?(Inderscience Enterprises Ltd, 2022) Giovanis, Eleftherios; Akdede, Sacit HadiThe first aim of the study is to explore the determinants of socio-cultural integration and to compare the degree of this integration between natives and immigrants. The second aim is to examine the relationship between socio-cultural integration and the subjective well-being (SWB) of both natives and migrant populations. We use panel data from the Survey of Health, Ageing and Retirement in Europe across the period 2004-2017 in 29 countries. We apply seemingly unrelated regressions (SURE) to explore the simultaneous relationship between socio-cultural integration and well-being. We consider first and second-generation immigrants and also immigrants from different countries of origin. Our findings suggest that first-generation immigrants are less likely to participate in the socio-cultural activities explored. However, those who are engaged in those activities, participate more frequently than natives. Furthermore, even though immigrants report lower levels of SWB, the latter is significantly enhanced with socio-cultural integration.Öğe The socio-cultural integration of immigrants in Germany: changes across generations(Emerald Group Publishing Ltd, 2022) Giovanis, Eleftherios; Akdede, Sacit HadiPurposePrevious studies have used language proficiency, citizenship, labour indicators, educational outcomes and political rights as measures of migrants' socio-cultural integration. However, little is known about the migrants' participation in volunteering activities, music concerts, theatrical plays and artistic activities, among others, and how this is compared to the participation of natives, defined as people of German descent and born in Germany. The study aims to investigate and compare the cultural and social involvement between migrants and natives.Design/methodology/approachThe analysis relies on information from the German Socio-Economic Panel Survey (GSOEP). Panel data models, in particular, the random-effects ordered Logit model, are utilised because the investigated outcomes are recorded in frequency and are ordered variables. The authors compare the participation in socio-cultural activities among immigrants of the first, second and 2.5 generations.FindingsThe findings indicate that first-generation immigrants are less likely to engage in various socio-cultural activities. However, the 2.5 generation immigrants are more active than the native population, as this generation of immigrants participates more frequently.Social implicationsThe findings highlight the importance of fostering interaction between natives and immigrants in the workplace and the social and cultural realms. Participation in social and cultural activities may increase intercultural awareness and contribute to the eradication of bias and prejudice.Originality/valueTo the best of the authors' knowledge, this is the first study to use a large panel dataset to compare the participation of natives and migrants in various social and cultural activities. In addition, this is the first study to analyse second and 2.5-generation immigrants.Öğe The nexus between business-investment climate and firm performance in the Middle East and North Africa (MENA) region(Emerald Group Publishing Ltd, 2022) Giovanis, Eleftherios; Özdamar, ÖznurPurpose Effective business and investment climate can lead to a higher rate of investment, profits and improved productivity, through the creation of an institutional environment, where the state provides high-quality public goods. This study aims to explore the impact of the business-investment climate on firm performance in a sample of six countries in the Middle East and North Africa (MENA) region and Turkey. Furthermore, we extend our analysis to explore the impact of business-investment climate on the resource misallocation in Egypt and Turkey. Design/methodology/approach The study used fixed effects models to investigate the relationship between the business and investment climate, expressed by the obstacles in state-business relations- and the firm performance, which is measured by the firm's value-added, the labour productivity and the total factor productivity To reduce the endogeneity coming from possible reverse causality and the perceptions about the business climate, an instrumental variables (IV) approach applying the two-stage least squares (2SLS) method was followed. The empirical analysis relies on data derived from the World Bank Enterprise Surveys. Findings Based on estimates, the obstacles in business climate may reduce the firm performance measures by 15-40%. These findings indicate the importance of quality in the business climate and how the improvement in its efficiency can have a very considerable positive impact on firms' performance and thus on the overall economic growth of a country. Originality/value This is the first study exploring the impact of business-investment climate on various measures of the firm performance and the resource misallocation in a large sample of countries in the MENA region.Öğe The impact of climate change on budget balances and debt in the Middle East and North Africa (MENA) region(Springer, 2022) Giovanis, Eleftherios; Özdamar, ÖznurLower tax revenues and greater government spending result in higher deficits and public debt. As a result, determining the degree of budgetary effects is vital, but important to assess the persistence of these effects. We aim to investigate the impact of climate change on the fiscal balance and public debt in the countries of the Middle East and North Africa. The empirical analysis relies on panel data in the period 1990-2019 and employs various models. The findings show that temperature changes adversely affect the government budget and increase debt, but we find no significant impact of changes in rainfall. The average temperature decreases fiscal balance by 0.3 percent and increases debt by 1.87 percent. Using projections of temperature and rainfall over the years 2020 to 2099, we find a significant decrease in the fiscal balance at 7.3 percent and an increase in the public debt at 16 percent in 2060-2079 and 18 percent in 2080-2099 under the assumption of a high greenhouse gas (GHG) emission scenario. On the contrary, under the low GHG emission scenario, the fiscal balance deteriorates by 1.7 percent in 2020-2039 and 2.2 percent in 2080-2099, while public debt rises by 5 percent in 2020-2039 and 6.3 percent in 2080-2099.Öğe Instrumental variables in structural equation modelling: an application on the impact of labour factors on health and standard of livings(Springer Heidelberg, 2022) Giovanis, Eleftherios; Özdamar, ÖznurEmployment is considered a significant determinant of living standards around the globe. For most people, work is the primary source of income, and job-related events and shocks are common causes for individuals and households to escape from poverty or fall into it. Along with employment, it is well known that the effects of health status on a worker's productivity are critical as healthy workers are more productive when they work, and they can earn more, also enhancing their standard of living. This study exploits the exogenous variations created by the employment support programmes of 2008 and 2011 implemented in Turkey, targeting women and young men. To investigate the impact of those programmes, we exploit the exogenous variations created, and we evaluate their effect on health and standard of living (SoL) through various labour factors. We apply the structural equation modelling (SEM) and estimate the additional health-related costs. Moreover, we propose an instrumental variables (IV) approach within the SEM framework to deal with the endogeneity coming from the reverse causality between labour factors, health and SoL.
- «
- 1 (current)
- 2
- 3
- »