İdari Birimler

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 8 / 8
  • Öğe
    Kütüphaneci yetkinlikleri üzerine yapılan araştırmalar hakkında nicel bir analiz
    (Bilgive Belge Araştırmaları Dergisi, 2024)
    Yetkinlik, bireylerin belirli bir görevi başarılı bir şekilde yerine getirebilmek için gereken bilgi, beceri, davranış ve niteliklerin birleşimini temsil etmektedir. Bu çalışmada, kütüphaneci yetkinlikleri hakkında mevcut yayın durumunun incelenmesi, araştırmaların odaklandığı alt konuların tanımlanması ve geleceğe dönük araştırma eğilimlerinin öngörülmesi amaçlanmaktadır. Bu amaç doğrultusunda 1980 ile 2023 yılları arasında Web of Science (WoS) veri tabanının “Information Science & Library Science” kategorisinde indekslenen “Bilgi profesyonelleri”, “kütüphaneciler”ve“yetkinlik”konularınıiçeren693yayınınbibliyometrik analizi gerçekleştirilmiştir. Elde edilen veri seti üzerinden, kütüphaneci yetkinliklerikonusundabilgibilimvekütüphanebilimialanındakibilimsel üretimin zaman içindeki değişimi, kütüphaneci yetkinlikleri ile ilgili hangi konuların daha fazla ilgi gördüğü ve hangi araştırma alanlarının öne çıktığı belirlenmeye çalışılmıştır. Bu analiz, kütüphaneci yetkinliklerine yönelik akademik ilgiyi ve araştırma eğilimlerini anlamak amacıyla yapılmıştır. Böylece, bu alandaki gelişmelerin ve değişimlerin izlenmesi, kütüphanecilerineğitimveyetkinlikgereksinimlerinindahaiyianlaşılmasını sağlayacaktır. Analizler için BibExcel ve VOSviewer programları kullanılmıştır.Araştırmasonucunda,Bilgibilimiliteratüründekütüphaneci yetkinliklerine odaklanan yayınların sınırlı olduğu gözlemlenmektedir. Yayınların çoğunluğunun makale olduğu ve diğer doküman türlerinin ise nispetenazolduğubelirlenmiştir.Ayrıca,enfazlayayınınABD’yeaitolduğu veyayınlarındildağılımınınçoğunluklaİngilizceolduğugörülmüştür.
  • Öğe
    Türkiye’de bilgi ve belge yönetimi bölümlerine ait web sayfalarının erişilebilirlik analizi
    (2024)
    Üniversitelerin web sayfaları, bilgiye erişim, akademik süreçlerin yönetimi ve iletişim açısından önemli bir işlev görmektedir. Erişilebilir web sayfaları, farklı yeteneklere sahip bireylerin dijital kaynaklara eşit şartlarda ulaşabilmesini sağlayarak, bilgiye erişim hakkını genişletmekte ve bu alanda dijital kapsayıcılığı artırmaktadır. Web sayfalarının erişilebilirlik düzeyinin incelenmesi, üniversitelerin sunduğu dijital hizmetlerin kalitesinin ve kullanılabilirliğinin değerlendirilmesi açısından da önem arz etmektedir. Bu çalışmada, 14 üniversitenin Bilgi ve Belge Yönetimi (BBY) bölümlerine ait web ana sayfalarının erişilebilirliği dört otomatik web erişilebilirlik aracı (TAW, GTmetrix, Broken Link Checker ve The Lighthouse) kullanarak test edilmiştir. Web İçeriği Erişilebilirlik Kılavuzunda (Web Content Accessibility Guidelines [WCAG]) önerilen kullanılabilirlik standartlarına ve erişilebilirlik kılavuzuna ne kadar uygun olduğu araştırılmıştır. Belirtilen ilkeler doğrultusunda web sayfalarının erişilebilirliklerine ilişkin mevcut durumun ortaya konulması amaçlanmıştır. Elde edilen sonuçlara göre BBY bölümlerine ait web sayfalarının WCAG standartları uyarınca web sayfalarının içeriğinde çok sayıda uyarı ve erişilebilirlik hatası tespit edilmiştir. Çalışmanın web erişilebilirliği konusunda Türkiye’deki BBY bölümlerine katkıda bulunacağı düşünülmektedir.
  • Öğe
    Bilgi çağında elektronik kaynak kütüphanecileri: gerekli yetkinlikler
    (İdeal Kültür Akademi, 2024)
    Yetkinlik, bireylerin belirli bir görevi yerine getirebilmek için sahip olması gereken bilgi, beceri, davranış ve özelliklerin bir kombinasyonunu ifade etmektedir. Diğer bir deyişle “Belirli bir meslekte zorunlu olarak kabul edilen görevlerde etkili bir şekilde çalışma yeteneği” olarak değerlendirmek de mümkündür (Chan ve Auster, 2003, s. 265). Günümüzde yetkinlikler; kişisel ve mesleki yetkinlikler olarak 2 başlık altında toplanmaktadır. Kişisel yetkinlikler, kişinin genel olarak hayatta başarılı olmak için sahip olması gereken bir takım kişisel beceri, tutum ve değerleri; mesleki yetkinlikler ise bir kişinin belirli bir meslekte veya işte başarılı olması için gereken bilgi ve becerileri ifade etmektedir. Kütüphaneler, derme geliştirme için ayrılan bütçelerinin büyük bir çoğunluğunu elektronik kaynaklar için kullanmaktadır. Buna karşın birçok kütüphane hala tutarlı, etkili ve ölçeklenebilir elektronik kaynak yönetim sistemine sahip değildir. Yetkin personelin mevcudiyeti burada önemli bir rol oynamaktadır (Verminski ve Blanchat, 2017, ss. 84-85). Kütüphanecilik alanında, sunulan hizmetin kalitesini en üst düzeyde tutmak için bilgi kaynaklarını tanımak, erişim becerilerine sahip olmak, dijital teknolojiye hâkim olmak ve yönetimsel bazı bilgi ve becerilere sahip olmak gerekmektedir. 21. yüzyılda özellikle Sanayi Devriminden sonra bilginin önemi artmış, daha hızlı erişilebilir, işlenebilir ve maddi değere kavuşan bir meta haline gelmiştir. Gelişen teknolojiyle beraber bilgi kaynaklarının format değiştirerek elektronik ortama aktarılması ya da elektronik ortamlarda oluşturulması da kütüphaneciler için yeni bir uzmanlık alanının doğmasına neden olmuştur. Meslekte uzmanlaşmanın bir örneği olan “elektronik kaynak kütüphaneciliği” de bu çabanın somut bir örneğidir. Ancak e-kitaplar, veri tabanları ve dijital koleksiyonların seçimi, edinimi, yönetimi ve erişiminde önemli bir role sahiptir. Elektronik kaynak kütüphanecilerinin çalışma alanları değişim ve süreklilik arz etmesinden dolayı konu uzmanlıklarının değerlendirilmesi ve yetkinliklerinin belirlenmesine ihtiyaç vardır. Çağın gerekliliklerinin yerine getirilmesi ve mesleğin sürdürülebilirliği açısından yetkinlikler önem taşımaktadır.
  • Öğe
    Pandemi döneminde yardımcı hizmetler çalışanlarının COVID19 korkusu ile güvenlik farkındalığı ve güvenlik davranışı arasındaki ilişki
    (2021) Kaynak, Kezban Özçelik; Öztuna, Barış
    Bu çalışma, Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesinde COVID-19 Pandemi sürecinde görev yapmakta olan yardımcı hizmetler sınıfı çalışanlarının (hastabakıcı, temizlik personeli, hizmetli gibi) COVID-19 korkusu ile güvenlik farkındalığı ve güvenlik davranışı arasındaki ilişkinin incelenmesi amacıyla yapılmıştır. Çalışmaya ait verileri toplamak amacıyla oluşturulan anket, literatürden yararlanılarak Ahorsu ve arkadaşları tarafından geliştirilen (2020) ve Bakioğlu vd. tarafından Türkçeye uyarlanan COVID-19 Korkusu Ölçeği ve Lin, Tang, Miao, Wang, Wang tarafından 2008 yılında oluşturulan güvenlik kültürü ölçeğinden alınan iki soru ile (Ankette 8.-9. sorular) çalışanların iş güvenliği farkındalığını ölçülmeye çalışılmıştır. Güvenli davranış eğilimlerini ölçmek için anketteki 10.-13. Sorulardan ikisi Mearns, Whitaker ve Flin (2003)’ın güvenlik kültürü ölçeğinden; Dursun tarafından 2012 yılında Neal, Griffin ve Hart (2000)’ın ölçeğinden aktarılan 2 sorudan- yararlanılmıştır. Anket 301 YHS çalışanına uygulanmış ve verilerin değerlendirilmesi bilgisayar ortamında IBM SPSS V23 ile analiz edilmiştir. Çalışmaya katılan yardımcı hizmetler sınıfı çalışanlarının demografik özellikleri COVID-19 korkusu ile güvenlik farkındalığı ve güvenlik davranışı açısından değerlendirilmiş, ölçekler arasında ilişki bulunmaya çalışılmıştır. COVID-19 korkusu yardımcı hizmetler sınıfı çalışanları için ortalama bir değerde karşımıza çıkarken, güvenlik farkındalığı ve güvenlik davranışı oldukça yüksek çıkmıştır.
  • Öğe
    Fen bilgisi öğretmenlerinin perspektifinden sürdürülebilir kalkınma için eğitim ve yeterlikleri
    (2021) Şeker, Fatih; Aydınlı, Bahattin
    Bu çalışmanın amacı fen bilgisi öğretmenlerinin sürdürülebilir kalkınma, sürdürülebilir kalkınma için eğitim, sürdürülebilir kalkınma için eğitim yeterlikleri ve sürdürülebilir kalkınma için eğitimde öğretmenlerin hangi yeterliklere sahip olması gerektiğine dair görüşlerini ortaya çıkarmaktır. Temel nitel araştırma yöntemi araştırmanın deseni olarak seçilmiştir. Araştırmada üç farklı okuldan 12 fen bilgisi öğretmeni katılımcılar olarak belirlenmiştir. Araştırmada yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmış ve veriler toplanmıştır. Veriler içerik ve betimsel analizine göre çözümlenmiştir. Araştırma sonucunda fen bilgisi öğretmenlerinin sürdürülebilir kalkınmayı çevre, ekonomi, toplum ve gelişme gibi kelimelerle ilişkilendirdiği, doğanın ve çevrenin korunması şeklinde nitelendirdiği belirlenmiştir. Öğretmenler, sürdürülebilir kalkınma için eğitimle ilgili bireylerin konuyla ilgili yeterli bilgiye sahip olmadıklarını ve bireylere eğitim verilmesi gerektiğini belirtmiştir. Fen bilgisi öğretmenleri tutum ve bilgi öğrenme alanının diğer öğrenme alanlarından daha önemli olduğunu ifade etmiştir. Araştırma sonucunda ayrıca öğretmenlerin sürdürülebilir kalkınmanın yeterlikleri arasında yer alan değerleri açıklamak ile karar verme, katılıma ve değişim için hareket etmeye daha çok vurgu yaptığı, eleştirel düşünme ile geleceği/alternatif senaryoları görmeye herhangi bir vurgu yapmadığı tespit edilmiştir. Öğretmenlerin sahip olması gereken yeterlikleri arasında sürdürülebilir kalkınma hakkında donanımlı olması ve çevre bilincine sahip olması, edindiği bilgileri yaşam biçimi haline getirmesi ve proje üretebilmesi yer almaktadır.
  • Öğe
    Sağlık çalışanlarının sanal ortam yalnızlık düzeyi
    (2022) Özçelik Kaynak, Kezban; Öztuna, Barış
    Bu çalışma; sağlık çalışanlarının sanal ortamlarda hissettikleri yalnızlık düzeylerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Türkiyenin batısında bir üniversite hastanesinde görev yapan sağlık çalışanlarına uygulanan araştırmada veriler; literatürden yararlanılarak hazırlanan soru formu aracılığıyla elde edilmiştir. Soru formu, demografik sorular ile 2014 yılında Korkmaz ve arkadaşları tarafından gerçekleştirilen Sanal Ortam Yalnızlık Ölçeği (SOYÖ) sorularından oluşmaktadır. SOYÖ üç faktör altında toplanabilen, 20 maddeden oluşmuş 5’li Likert tipi bir ölçek olup kişilerinlerin sanal ortamlarda yalnızlık düzeylerini ve sanal ortamların bireylerin yalnızlaşma durumlarına etkilerini belirlemek amacıyla kullanılmaktadır. Sanal Yalnızlık Ölçeği toplam puan ortalaması 2,22±0,23 olarak belirlenmiştir. Sanal Sosyalleşme alt boyutu puan ortalaması 2,48±0,63, Sanal Paylaşım alt boyutu puan ortalaması 1,56±0,64 ve Sanal Yalnızlık alt boyutu puan ortalaması 2,75±0,84 olarak hesaplanmıştır. Bu çalışmada Sanal Ortam Yalnızlık Ölçeği (SOYÖ) Cronbach alfa katsayısı 0.76 bulunmuştur. Ölçeğin Cronbach alpha iç tutarlılık katsayıları sanal sosyalleşme boyutu için 0.60, sanal paylaşım boyutu için 0.87 ve sanal yalnızlık boyutu için 0.73 olarak hesaplanmıştır. Araştırma sonucunda elde edilen bulgular, sağlık çalışanlarının sanal yalnızlık düzeylerinin ortalama bir düzeyde, sanal paylaşımların ise oldukça düşük olduğunu göstermektedir. Sanal ortamlarda gerçekleştirilen paylaşımlar düşük seviyede (1.56±0.64) olsa da sanal sosyelleşme (2.48±0.63) ve bu ortamlarda yaşanan yalnızlığın (2.75±0.84) daha yüksek seviyelerde olduğu bulgusu elde edilmiştir. Sağlık çalışanlarının tanıtıcı özelliklerinden cinsiyet ele alındığında erkeklerin sanal yalnızlık ölçeği toplam puan ortalaması (2.13±0.42) kadınlardan (2.35±0.51) yüksek çıkmıştır. Sanal sosyalleşme ve sanal yalnızlık alt boyutlarının puan ortalamaları ile demografik göstergeler arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmamıştır (p>0.05).
  • Öğe
    Kalkınma planlarında sağlık eğitimi: Ak Parti iktidarları dönemi üzerine inceleme
    (2020) Serinoğlu, Ali
    Nüfus yapısındaki değişmeler, bilimdeki ilerlemeler, kişilerin ve küreselleşen toplumların beklentilerindeki artış gibi sağlıkta paradigma farklılaşması sebebiyle, sağlık eğitimi her geçen gün daha önemli bir hale gelmiştir. Ülkemizde sağlık eğitimi kapsamında üniversitelerde tıp doktorluğu, diş hekimliği, eczacılık, fizyoterapistlik, hemşirelik, ebelik, sağlık teknikerliği ve diğer bazı sağlık mesleklerine yönelik hizmet öncesi eğitim programları verilmektedir. Kanunlar ve yönetmeliklerin yanı sıra sağlık eğitimi politikalarına ve uygulamalarına yön veren uluslararası antlaşmalar, hükümet programları ve kalkınma planları gibi bir dizi unsur bulunmaktadır. Bu çalışmada Türkiye’de son iktidar döneminde sağlık eğitimi politikalarını incelemek amaçlanmıştır. Bu amaçla AK Parti iktidarları döneminde hazırlanan Kalkınma Planlarında yer alan sağlık eğitimi politikaları incelenmiştir. Tarama modeli ile yürütülen bu araştırmada veriler doküman analizi yöntemlerinden betimsel analiz tekniği ile analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda ulaşılan bazı sonuçlar şunlardır. Dokuzuncu Beş Yıllık Kalkınma Planında çoğunlukla sağlık personeli açığının giderilmesine yönelik olarak eğitim programlarının kontenjanlarının arttırılması gereği üzerinde durulmaktadır. Onuncu Beş Yıllık Kalkınma Planında ise nitelik sorununun üzerine daha çok önem verildiği görülmektedir. Dokuzuncu Beş Yıllık Kalkınma Planında yaşam kalitesinin yükseltilmesine yönelik sağlık araştırmalarının öncelikli alanlar olarak destekleneceği belirtilmiştir. Onuncu Beş Yıllık Kalkınma Planında tamamlayıcı tıbbın önemi vurgulanmış ve tamamlayıcı tıbbın, tıp eğitimine entegrasyonunun sağlanacağı belirtilmiştir.
  • Öğe
    Use of data mining techniques to classify length of stay of emergency department patients
    (Walter De Gruyter Gmbh, 2019) Sarıyer, Görkem; Taşar, Ceren Öcal; Cepe, Gizem Ersoy
    Emergency departments (EDs) are the largest departments of hospitals which encounter high variety of cases as well as high level of patient volumes. Thus, an efficient classification of those patients at the time of their registration is very important for the operations planning and management. Using secondary data from the ED of an urban hospital, we examine the significance of factors while classifying patients according to their length of stay. Random Forest, Classification and Regression Tree, Logistic Regression (LR), and Multilayer Perceptron (MLP) were adopted in the data set of July 2016, and these algorithms were tested in data set of August 2016. Besides adopting and testing the algorithms on the whole data set, patients in these sets were grouped into 21 based on the similarities in their diagnoses and the algorithms were also performed in these subgroups. Performances of the classifiers were evaluated based on the sensitivity, specificity, and accuracy. It was observed that sensitivity, specificity, and accuracy values of the classifiers were similar, where LR and MLP had somehow higher values. In addition, the average performance of the classifying patients within the subgroups outperformed the classifying based on the whole data set for each of the classifiers.