Yazar "Atalay, Selin" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 7 / 7
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Akademik Taylorizm, performans yönetimi ve akademik üretimde niceliğin önemi: Akademisyenler üzerine niteliksel bir çalışma(2019) Atalay, SelinBu çalışmanın amacı, Türkiye’de yükseköğretim alanında ortaya çıkan performansyönetimi anlayışının bir yansıması olan akademik üretim sürecini değerlendirmektir. Buçerçevede çalışmada, ‘Emek Süreci Kuramı’ kuramsal bakış açısından akademik emek süreciele alınmış ve temel bir akademik faaliyet olan yayın yapma süreçlerinde ‘AkademikTaylorizm’in etkisi değerlendirilmiştir. Akademik emek sürecinde Taylorizm,akademisyenlik mesleğinin zanaat yapısının bozulması ve zanaat bilgisinin yönetimlereaktarılması temelinde ortaya çıkmaktadır. Bu çerçevede, akademik işin standartlaştırılmış,ölçümlenebilir ve böylelikle denetlenebilir hale getirilmiş olduğu görülmektedir. Akademideiş güvencesi sorunlu hale gelirken, akademik emeğin kendisinden beklenen performansısergileme yönünde hareket eder hale gelmesi söz konusu olmaktadır. 2017 yılında,Türkiye’de yükseköğretim alanında gerçekleşen dönüşümün akademik emek üzerindekietkisini anlamak üzere bir çalışma gerçekleştirilmiştir. İstanbul ve İzmir illerinde yer alanvakıf ve devlet üniversitelerinde sosyal bilimler alanlarında çalışmakta olan, farklıünvanlara sahip 28 öğretim üyesi ile derinlemesine görüşme yapılmıştır. Araştırmadan eldeedilmiş niteliksel verilerin bu çalışma kapsamında değerlendirilmesi sonucunda, yükseköğretimde Taylorizm stratejilerin uygulanması ile birlikte akademik işin yoğunlaştırıldığıgörülmüştür. Bu yoğun iş yükü çerçevesinde, yayın sürecinde akademik emeğin sözleşmeyenileme ya da kariyerinde ilerleme motivasyonu ile, ‘stratejik’ olarak nitelendirilebilecekyayın yapma yollarını benimseyebilmesi söz konusudur. Kısa sürede yayın yapma ya da‘puan’ toplama adına akademisyenler bir stratejik düşünme şekli geliştirmektedirler. Buçalışma, yayın yapma sürecinin bir akademik faaliyet olarak araç yerine amaç halinegelmekte olduğuna ve niceliğin niteliğe öncelendiği bir anlayışın akademik üretime hakimolmakta olduğuna dair tartışma çerçevesinde akademik Taylorizmin yükselişini elealmaktadır.Öğe Hegemonik erkekliğin inşası: İzmir’de ‘daha’ erkeklik(2021) Aydın, Dilara; Atalay, SelinBu çalışmada hegemonik erkeklik kavramsallaştırması temelinde, farklı erkeklik deneyimlerini ve erkekliğin hangi ön kabuller ve mekanizmalar aracılığıyla inşa edildiğini anlamlandırmak amaçlanmıştır. Nitel araştırma yöntemi kullanılarak yürütülen çalışmada, kartopu örnekleme yoluyla İzmir’de doğup büyüdüğü saptanan 14 katılımcı ile yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılarak derinlemesine görüşme gerçekleştirilmiştir. Çalışmadan elde edilen erkeklik kurgusuna ilişkin araştırma verileri, farklı illerde gerçekleştirilen çalışmalar ışığında analiz edilmiştir. Diğer çalışmalarda, erkekliğin kurulması yolunda geçilen aşamalardan biri olarak askerliğe yapılan vurgunun, bu çalışma kapsamında söylem düzeyinde kendini göstermediği fakat erkekliğin inşasında ailedeki diğer erkeklerin ve özellikle babanın başat rolünün bu çalışma kapsamında da erkeklik için geçerli olduğu görülmüştür. Çalışmada İzmirli erkek olmanın, centilmenlik, kibarlık, eğitimli olma, kadınlara ‘saygı’ gösterme, zeki olma gibi özellikler üzerine kurulduğu belirlenmiştir. Farklı çalışmalarda hegemonik erkekliğin gelenekler ve milliyetçilik üzerine kurulmuş olduğu görülürken bu çalışmada ‘modernlik’ üzerine kurulduğu fakat yine de bir ‘ayrıcalık’ olarak deneyimlendiği saptanmıştır.Öğe 'The ones who die are lost and the survivors are what we have': neoliberal governmentality and the governance of Covid-19 risk in social media posts in Turkey(Routledge Journals, Taylor & Francis Ltd, 2022) Atalay, SelinThis study focuses on understanding and explaining the technologies that affect the governance of the risk of Covid-19 in Turkey. To assess how this risk is governed by individuals, the study focuses on discussions around this disease within a Turkish Facebook group. The aim is to understand how individuals conduct themselves and establish norms of conduct against the risk of illness that, in this case of an infectious disease, involves governing the self while managing others. The results show that the discourse created around the governance of infection risk is very much in line with notions of neoliberal governmentality, individual responsibility, citizens as consumers, and individuals as entrepreneurs. Governing the risk of Covid-19 is related to prevalent ways of prioritising or recognising economic explanations, and cost calculation and assessment of successful governance using quantifiable variables, such as the number of new cases and deaths. Concepts like herd immunity and natural selection are open to discussion. Individuals who believe that the government is primarily responsible for risk governance assert that they are paying taxes and advocate that, disciplinary measures should be taken by the government, whereas the opposing view states that individuals are responsible for the governance of Covid19 risk. We interpret both these opposing views as illustrating neoliberal governmentality and representing contractual and familial state-citizen relationships.Öğe The relationship between cultural value orientations and the changes in mobility during the covid-19 pandemic: A national-level analysis(Frontiers Media Sa, 2021) Atalay, Selin; Solmazer, GayeThis study investigated the relationship between cultural value orientations and country-specific changes in mobility during the Covid-19 pandemic. The aim was to understand how cultural values relate to mobility behavior during the initial stages of the pandemic. The aggregated data include Schwartz's cultural orientations, Gross Domestic Product (GDP) per capita, number of Covid-19 cases per million, and mobility change during the Covid-19 pandemic (Google Mobility Reports; percentage decrease in retail and recreation mobility, transit station mobility, workplace mobility and percentage mobility increase in residential areas). Regression analyses showed that, after controlling for economy and severity of disease, hierarchy was the primary factor reducing mobility, such as staying at home, and mobility in public spaces, such as avoiding retail and recreation sites (marginally significant). The results are discussed in the light of previous literature and the implications for social distancing measures.Öğe Riskin inşası ve sosyal kontrolün tıbbileştirilmesi bağlamında dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu: Hürriyet Gazetesi örneği(2021) Atalay, SelinToplumsal normlara uyum; sapmanın kontrolü, yani sosyal kontrol mekanizmaları çerçevesinde gerçekleşmektedir. Günümüzde bu mekanizmanın temel kaynaklarından biri tıp alanı ve tıp bilgisi haline gelmiştir. Sosyal kontrolün tıbbileştirilmesi kapsamında tıbbileştirilen alanlardan biri Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğudur (DEHB). Sağlık alanında uzman kişiler dışındaki bireyler, farklı kanallar aracılığıyla tıbbi bilgiye erişmekte ve bu bilginin üretim süreçlerine müdahil olmaktadır. Bu bilginin yeniden üretildiği alanlardan biri medyadır. Bu çerçevede çalışma kapsamında, 1997-2020 yılları arasında Hürriyet Gazetesinin internet sayfasında yer alan 135 DEHB haberi analiz edilmiştir. Başlıklar, yayın yılı ve haber kaynağı temelinde gerçekleştirilen nicel analizde SPSS 25 programı; haber içerikleri ve içerik frekansları temelinde gerçekleştirilen nitel ve nicel analizde ise MAXQDA 20 programı kullanılmıştır. DEHB haberi sayısı, en fazla haberin yayınlandığı 2013 yılına kadar artış, sonrasında düşüş eğilimi göstermiştir. Kaynak kullanımı açısından, haberlerin büyük çoğunluğu (%75,6) Türkiye, dış kaynakların büyük çoğunluğu (%88,2) ise ABD kaynaklıdır. Haber başlığı ve genel içerikler temelinde değerlendirildiğinde en fazla görülen kategori, DEHB’ye ve onun yaratabileceği tehlikelere dikkat çeken ‘tehlike / uyarı / hastalık’ kategorisidir. Haber içeriklerinde DEHB, daha çok biyomedikal bir perspektiften ele alınmaktadır. İçerik kategorilerinde en fazla tekrarlanan kategorinin ‘risk’ olduğu görülmektedir. Risk Toplumu kuramı bağlamında değerlendirildiğinde, bir hastalığın ‘öngörülebilir’ sonuçlarının öne çıkarılması kapsamında, riskin inşası söz konusu olmaktadır. Haber içeriklerinde yer alan, hastalık konusunda bireylerin, ailelerin suçlanmamasının gerekliliğine ilişkin ifadeler çerçevesinde ortaya çıkan, ‘hastalığın onaylanması’ kategorisi ile birlikte değerlendirildiğinde, risk inşasının, sosyal kontrol mekanizmasının bir parçası olduğu görülmektedir. Haberler aracılığıyla DEHB olan kişileri bekleyen riskler tanımlanmakta, kişinin kendi durumundan dolayı suçlu olmadığı, teşhisi ve tedaviyi yani ‘hasta rolünü’ kabul etmesinin zararın engellenmesi yolunda gerekli olduğu ortaya konmaktadır. Bu çerçevede sosyal kontrol tıbbileştirilmektedir.Öğe Sosyolojik perspektiften dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu: Tıbbileştirme ve farmasötikalizasyon temelinde kavramsal bir değerlendirme(2020) Atalay, SelinGeçtiğimiz yarım yüzyıl içinde dünya genelinde, Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) görülme sıklığı ve ilaçlarının kullanım oranları artmıştır. DEHB ilk olarak bir çocukluk dönemi davranış bozukluğu olarak tanımlanmış, sonrasında hastalık kategorisi yetişkinleri de kapsayacak şekilde genişletilmiştir. Bu çalışmada DEHB, sosyolojik bir perspektiften değerlendirilmekte, bozukluğun tıbbileştirilmesi ve farmasötikalizasyonu çeşitli toplumsal değişimler üzerinden analiz edilmektedir. Bu gelişmeler neoliberal politikalar, sağlık alanında postmodern paradigmaya geçiş, ilaç endüstrisinin kâr temelli işleyişi, Web 2.0 teknolojisi ve küreselleşme süreci temelinde değerlendirilmektedir. DEHB’nin tıbbileştirilmesi ve farmasötikalizasyonu süreçleri, bu çalışma kapsamında, toplumsal sorunlara yönelik bireysel ve ilaç bazlı çözümlerin benimsenmesi ve yapısal faktörlerin ikincilleştirilmesi temelinde ele alınmaktadır.Öğe When students become customers- the changing relationship between the student and the academic; A case study from social sciences in Turkey(2018) Atalay, SelinThe definition of higher education is going through a rapid transformation where higher education is seen as a strategic commodity with ahigh profit potential. Actors involved in an increasingly commodified higher education arena are taking different positions in this changingcontext. Neoliberal ideology is taken as the basis of the transformation of higher education. Academics taking the role of service providersare losing their professional positions where students are being regarded as customers in the ‘Neoliberal University’. This implies a changein the relationship between institutions, academics and students which will be analyzed throughout this paper. The paper takes the point ofview of academics, bringing in results of a qualitative PhD study conducted with 28 academics working in public and foundation (private)universities located in the cities of Istanbul and Izmir. The case presented in this study will be analyzed as part of the discussion on thechanging nature of higher education in which academics are increasingly being controlled through their relationship with their studentsand the effects of the increasing demands of the students taking the role of customers. This analysis is a part of a broader discussion on howthe academic profession is changing under the context of the ‘Neoliberal University’.